2 Nisan 2012 Pazartesi

...nisan yağmurları

Bir çok kültürde hikaye anlatımı kişisel gelişim ve terapi amaçlı kullanılır. Uzakdoğu kültüründe "Sensei" (Japonca sen-se: önce doğan, usta, büyük üstad anlamına gelen saygın kişilere verilen ad) hikayeleriyle bilinçaltının bağlantı kurup çıkarımlarda bulunması amaçlanır...Hepimizin güzel hikayeler dinlemeye, bilinç altımızda yatanları bir anlam olarak hayatımıza katabilmeye ihtiyacı var...hepimizin yağan yağmurlarla arınmaya, tazelenmeye ihtiyacı...Kızılderili sözü "Yağmur iyilerin de üzerine yağar, kötülerinde..." der.

Newyork'ta, öğle tatilinde yemek için dışarı çıkan grubun içinden Kızılderili olan adam şehrin onca trafik ve gürültüsü arasında bir cırcır böceğinin sesini duyduğunu söyler...pek kimse inanmak istemez. Bizim kızılderili cırcır böceğini aramaya koyulur... olacakları merak eden diğer bir kişi de onu takip etmektedir. Caddenin karşı tarafına doğru yürürler...binaların arasına sıkışıp kalmış birkaç parça  yeşilliğin dibinde cırcır böceği durmaktadır. Diğer adam hayretle bakakalır ve bu işin nasıl olduğunu, cırcır böceğinin sesini nasıl duyabildiğini sorar kızılderiliye...Kızılderili doğa üstü güçleri olmadığını göstermek ister...Tekrar  insanların yoğun bir biçimde yürüdüğü  karşı kaldırıma geçerler Kızılderili cebinden bir bozuk para çıkararak kaldırımın üzerinde ileriye doğru yuvarlar... yürüyen insanların çoğu bozuk paranın  kendi ceplerinden düştüğünü zanneder ve para sesinin geldiği yöne bakarlar... deney tamamlanmış...konu anlaşılmıştır: neye değer verir ve önemsersen; ona göre duyar, görür, hissedersin...!Önümüzdeki günlerde birkaç kızılderili mitine yer verceğim...

Nisan yağmurları baharın , bereket ve bolluğun habercisi olsun! Yağmur yeryüzünde tüm canlıların temel ihtiyacı-tatlı su-dur... Anadolu ve eski İran tradisyonlarında yağmur "rahmet" olarak da geçer...Şamanizmden gelen bir ritüel "yağmur duası" bir çok kültürde de görülür...şaman büyücüler "Yada" taşıyla yağmur, kar yağdırabilirlermiş!



Eskiden şifalı olduğuna inanılan nisan yağmuru, kaplara toplanır, hastalara verilirmiş...yemek yapılırken  bu sudan katarlarmış...bu gelenek Selçuklular döneminde, Orta Anadolu, Konya'da hububatın bol yağışa ihtiyaç duyduğu dönemde yağan yağmurlara yüklenen anlamla ilgili...Yine Mevlana Dergahında "nisan tası" diye adlandırdıkları kaplar Kubbe-i Hadra'nın (Yeşil Kubbe) hemen altına konurmuş...toplanan su dergaha gelen misafirlere ikram edilirmiş...hatta yağmurun az olduğu yıllarda bu su tarlalara, toprağa serpilirmiş...Nisan yağmuru toplama geleneği Anadolu'da hala yaşatılmaya çalışılıyor...ilkbaharla birlikte hava akımlarıyla atmosfere karışan bitki ve ağaçların çiçek tozları, reçine, eterik yağlar (bitki kaynaklı, ağır kokulu yağlar) ve çiçek polenleri vb.gibi zerreciklerin  yağmurla birlikte yere düşmesi niteliksel olarak nisan yağmurunu farklı kılıyor....Nisan yağmurları çabuk geçer...bir bakmışınız yağmur yağıyor, bir bakmışınız güneş sıyrılıvermiş bulutların arasından... 







Bugün yağmur
Bir kadın saçıdır
Yeryüzüne
Dökülen
Upuzun ince ince karanlık kokulu
Sen ki aşkla aldatıldın
Yüreğin taş parçası
Dinle yağmuru dinle
Teselli bul türküsünden
Her şey olur
Her şey büyür
Her şey geçer
Hayat kalır

Bülent Ortaçgil - Eski Defterler Albümünden

Sokaklarda yanımda dolaşan yağmur
Geceleri başucumda duran yağmur
Avucumda ellerin yerine yağmur
Vur yüzüme...
Vur yüzüme...

-Cem Adrian-


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder