3 Nisan 2012 Salı

Balıkçılar kahvesinde bir mola...


İçten takma motorun ipine asıldı. Çalışmadı. Bir daha çekti olmadı!. Son denemede büyük bir gürültüyle çalıştı motor. Tekne hemen önündeki iskeleye bodoslama bindirdi. “Vah vah!” diye yerinden fırladı Emekli Albay Amca panikle ne yapacağını bilmeyen çömeze bağırdı.”motoru istop ettir!”. Motorun sesi kesildi. İskelenin burnuna koşan Albay  büyük harflerle konuştu;“AL ŞU İPİ, BAŞ TARAFTAN BAĞLA…ŞİMDİ ÇALIŞTIR BİR DAHA…RÖLANTİYİ DÜŞÜR BİRAZ…”         
Biraz sonra “ısınmış mı egzoz?”diye sordu . “Evet”  cevabı üzerine; “demek ki motor çalışmış “diye dalgasını geçti. Keyifli bir gülümsemeyle arka tarafta ki balıkçılar kahvesine arkadaşlarının yanına dönüp oturdu.
“Yazık tekneye …hem iskeleye de…Yıllar önce yine böyle bir olay sonrasında aldım teknemi. Adam iki defa iskeleye bindirdi kız gibi tekneyi. Sonra ön taraf hurda haş olunca tüm parasını tekneye yatırdığından ne tamir ettirecek parası kalmıştı ne de zevki. “Al abi !15 lira ver al. Tekne mekne istemiyorum…işte öyle başladım”.

Karşıdaki teknede adam hala uğraşıyordu. Bu sefer pervane diğer teknelerin çapalarının iplerine dolaşmıştı. Bunun farkında olmayan adam tüm gücüyle ipe asılıp duruyordu. Albayın olduğu tarafa seslendi “galiba gaz yemiyor!”. Albay ve iki arkadaşı gülüştüler. Albay parmağıyla işaret ederek “ jikleyi kapa” dedi. Gülmesi devam ediyordu. Söylenenleri büyük bir ciddiyetle yapan adama doğru bakıp birden ciddileşti. Daha fazla dalga geçmeye yüreği elvermedi. “Bak pervaneye ip dolanmış galiba!” .
…baraka şart bu kadar ıvır zıvırı evde istemiyorlar. Takımlar, kovalar falan…
…sandalye, masa, çaydanlık, küçük tüp falan da lazım…
“ Şu Bilal’i biliyorsun !...ne şanssız çocuk ama! Sandalı açığa çapalıyor ki çoluk çocuk içini karıştırmasın. Yüzerek gidip geliyor. Bir gün oğlu dört arkadaş sandalı alıp balığa gidiyorlar. Dönüşte de iyi çapalayamıyorlar. Akşam akıntıyla çapa tarıyor, sandal kayalara iyice yaklaşıyor. Gece rüzgarla sandal kayalara çarpa çarpa paramparça…

Cafer- İyi bir sandalın olacak. Sandal; meşgale, spor. Balık da cabası. İster yemliye çık, ister çapariye…Denize çıkıp ta geliyorsun ya! İşte akşam televizyon seyrederken uykun geliveriyor, gözlerin kapanıyor…sonra mışıl mışıl uyuyorsun. Top atsalar uyanmam! Denizde uyudun mu hiç?! Hafif hafif salladı mı keyfine diyecek yok. Tahta mahta üzeri demiyorsun kayıp gidiyorsun. Uyandığında yeniden doğmuş gibi oluyorsun vallahi mavinin ortasında!
…bezelye, fasuye, nohut, bakladan uzak duracaksın Albayım…gaz yapıyor!
A-          “Benim bildiğim sütle yoğurt gaz yapar”
C-          “Dolaba pek yanaşma, soğuk su hele hele hiç yaramaz.
A-          “Şeker varya abi …hararet yapıyor işte de sen nereden biliyorsun dolaptan su içtiğimi
C-          “ gece balkondaydım uyku tutmamıştı…sizin mutfağın ışığı yanınca gayri ihtiyari gördüm…Olsun sen yine de uzak dur…Recep nerde kaldı bizim çaylar!?”
R-          “Hemen geliyor abi biraz demini alsın diye beklettim”...



-        Fotoğraflar: Yalova İskelesi- Balıkçı barınağı-Balıkçılar kahvesi 2006-2009

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder