15 Nisan 2014 Salı

Bostan Korkuluğu




askıda kalan
dumanlar
havada
geçmiş aşkın
cürufları
yerde
ayaklarımın altında
ikisi arasında
bir gövde
öylece duran
bir korkuluk
kuyularında suyu bitmiş
eski bostanlardan kalan...
dibe inseler de
dolamayacak
paslı kovalar
iplerinden
çıkrıklara bağlı
salınıp duruyorlar...




sağımdan
solumdan
zaman nasılda koşuyor
öyle sağlam çekiyorum ki
cigarayı
başım dönüyor
yine de ayaktayım
ama
bir yanım
yine
"neden" diye
soruyor...

11 Nisan 2014 Cuma

banttan canlı...

Bir ara yayın kesildi ve uzun bir süre geri gelmedi... şimdi birikenleri banttan canlı paylaşayım istedim! Yazdığım kitap bir yayın evinden "Sinema ile ilgili çok kitap yayınladık" diye geri geldi! Oysa sinemadan ancak bir kaç yazıda bahsediyordum...belli ki okunmamış...başka yayın evleriyle görüştükçe "parayı verirsen düdüğü çalarsın" ile karşılaşıyorum...kumbara yaptım; bozukları içine sallıyorum her gün! Öğrencilerimle Üniversitemizde bir sergi yaptık...fotoğraflarda yer alan bir bayanla görüşmek isteyen fotoğrafın üzerine "beni ara" diye cep numarasını yazmış! Bir kaç fotoğraf çektim   belki de aynı konuların başka fotoğrafları...Şu sıralarda "yaratıcı beden" kavramında takıldım;  kendi bedenim üzerinden bir performans planlıyorum...bir ara bir bidon benzin bile doldurdum...bir köşede duruyor!
Baudrillard’a göre kitleleri uyumlu bir “sessiz çoğunluk” haline getiren temel motivasyon; medya devrimi sonucu oluşan enformasyon ve göstergelerin aşırılığıdır. Postmodern çağda gerçeklik medya tarafından kodlanan göstergeler aracılığı ile oluşturulur. Göstergeler aracılığı ile oluşturulan hiper-gerçekliktir. Bu durum, gözün bakış tarafından çaresiz kaldığı bir durumdur…Gerçek kendini aşarak hipergerçek (simülasyon) bir görünüme bürünmüştür. Baudrillard bir şeyin kendini aşıp geçmesinin o şeyin karşıtlarını yok etmesi, tüm olumsuz enerjileri yutmak suretiyle kendini yüceltmesi anlamına geldiğini söyler.
“Gerçeklikten kurtulunca, gerçeklikten daha gerçek olabilirsiniz” –Baudrillard
 Empirizm: Bütün bilgi ve düşüncelerin empirik gerçeklere yani duyu organları aracılığıyla kavranabilen şeylere dayalı olduğu fikridir. Epirik yönteme dayalı olarak(deney ve gözlem) elde edilen bilimsel bilgi bütün insanlığın bilgisini geliştirmek için temel olarak alınmıştır. Bu günlerde tüm organlarımız sınandı, zorlandı, kanırtıldı ve öğrendik! Ama en zoru kabullenmek ve zaten olumsuz yönde  sürekli değişen dönüşenleri yeniden eski haline ya da eskisinden daha iyi duruma getirmek sanırım! Hepimizin ve özellikle şimdi "süper kahramanlar"a ihtiyacı var! Belki de performansım bu konuda olacak; yeni süper kahramanlar yaratmak! Bir örnek çalışma paylaşayım mı acaba? -10dk.ara-



                    10dk. da ancak bu kadar!

Bir sanatçı var ki kendini aşmış! Ron Mueck’in hiperrealist heykelleri bazen gerçeğinden on kat daha büyük ya da birkaç kat küçük ama daha gerçek ve etkileyici...















Son olarak oto portre-self portre-selfie'den bahsetmek istiyorum.Oto-portre salt biçimsel dolayımıyla erken selfie örnekleridir... 
Ressamların kendi portrelerini yapmasıyla başlayan bu serüvende Rembrandt, Van Gogh, Frida Kahlo gibi isimleri sayabiliriz. Hayatı boyunca 70′e yakın resim çizen Frida'nınkilerin çoğu otoportredir.

“Kendi resmimi yaptım, çünkü o kadar yalnızdım ve en iyi bildiğim şey kendimdim.” Frida Kahlo


Otoportre eserleri daha sonraları fotoğrafçılık alanında görürüz. “Kendi fotoğrafını çekemeyen, başkasının fotoğrafını çekemez.” Burada önemli olan nokta duygu ve kimliktir... yani fotoğrafçı kendini çekerken "kendi"dir... 
Postmodern dönemde fotoğraf sanatçıları, kendi kimliklerini maskeleyerek, kimliksizleşme ve gizlenme kavramları üzerinde çalışmışlar; kendi bedenlerini kullanmışlardır... bu yüzden Cindy Sherman, Yasumasa Morimura gibi isimleri bunun dışında tutmak gerekir.


Cep telefonları- akıllı telefonlar kullanılarak çekilen ve "Selfie" adı verilen ve bir nevi kişinin kendi portresi olayında ise kişi kendini değil görünmek istediği kişiyi gösterir...Sanal ortamda da "gerçek" görünmesi beklenemez ... 

Narsistlik, teşhircilik gibi beslenmesi gereken yanlar vardır! Ama zaten 
fotoğraf makinesinin ya da kameranın objektifini gören kişi de farklı görünmek için bir çaba sarf edip poz verir.

Gövdenin gerçekleriyle toplumsal alanda bu gerçeklerin doğurduğu çelişkiler günümüz sanatını besler. Ama selfie'ler sergilense de sanat değildir!




"Her kişi kendi görünümünü arıyor. Kendi varoluşunu ileri sürmek artık olanaklı olmadığından ne var olmayı ne de bakılıyor olmayı dert etmeksizin boy göstermekten başka yapılacak bir şey kalmıyor geriye. Varım, buradayım değil; görülüyorum, bir imajım; bak bana, bak!" Baudrillard