Eskiden adada, boğazda mehtaba çıkılırmış... yalılardan topluca sandallarla denize açılıp izlenirmiş ay...şarkılar söylenir, romantik geceler yaşanırmış...gerçekten ayın aksi , ışıkları denize düştü mü izlemesi bir başka oluyor...ama ne kadar güzel olsa da yine de bir hüzün kaplıyor insanın içini...güzel olan her şeyin belli bir zaman sonra biteceğini bilmek belki böyle bir duygu yaratıyor! Bilimsel araştırmalar aksini söylese de ayın insanlar ve burçlar üzerindeki etkisine inanıyorum....zira yaşıyorum! Her gün belirli saatlerde yaşanan gelgit özellikle dolunay durumunda daha da kuvvetleniyor; Okyanusta bu gelgit olayı çok daha etkili yaşanıyor...ne de olsa büyük deniz...bizim Marmara gibi sıkışıp kalmamış...ayın güçlü çekim etkisiyle gel-git olayları kuvvetlenirken diğer yandan vücutta sıvı miktarının artmasına neden oluyor...
Bu dönemde insan psikolojisi ve fizyolojisinde de değişiklikler oluyor...ama kurt adamlar, seri katiller - cinayetler ve türlü türlü uğursuzluğu dolun ay ile bağdaştırma ancak popüler kültürün hikaye, roman ve filmlerinde oluyor. Bu dolunay vaziyeti "bedir "28 günde bir tekrar tekrar yaşanırken Likantrophi lykos(kurt), antropos(adam) için de zor bir durum...ilk uzun metraj kurt adam filmi "Werewolf of London"(1935), "The Wolfman "(1941) den sonra onlarcası çekilmiş olsa da Jack Nicholson' un oynadığı "Wolf" filmi daha ayrı bir yerde...(1994) kurt adam aristokrasiden orta sınıfa mensup bir canlı haline gelirken patronunun kızına aşık olur... Film kapitalizme karşı duruşuyla farklı bir anlatıma da sahiptir.
Hilalken pek kaale alınmayan ay, yeni ay döneminde de aydınlık olmayan tarafı dünya'ya dönük olduğu için görünmez...işte bu dönem yeni projelerin tohumlarını atmak için en uygun zamanmış...
Gerginliği bir kenara bırakıp suç oranlarındaki artışları, kurt adamları düşünmeden bu gece ve bir kaç gün manzaranın tadını çıkartın!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder