25 Mayıs 2016 Çarşamba

silikleşen ne varsa...


kumdan bir kale yapıyorum
dalgalara teslim ediyorum
kaderi
eksik dörtlükte
uzaklaşıyorum
kıyıdan
ya da kıyı benden
hece hece...
silikleşen ne varsa
hep baktığım yönde
kasvetli
birbirinin aynı
günlerden bir günde
kibritlerden bir ev yapıyorum
kibritler bitiyor
ev bitmeden
beni benden alıyor
silikleşen ne varsa
hep baktığım yönde...


düzensiz atıyor kalp
ceket cebine akıp
tükeniyor
'tükenmez' dedikleri kalem
çit çekiyorlar
yalnızlığıma
boşluğun halkaları
boğazımda
ilmik ilmik
garip hilkatlar
kayıp hakikatler
meczup zaman
en büyük yalan
bir yıldızın ışıklı sesi
puslu bir bakışın
yarısı
haz dolu şiddet
kuru ağızlarda
hep bir baş ağrısı
midede bir yumruk
kaskatı
ekmek arası ülser
tekinsiz her yer
...toplamı
tekinden az...
çağla badem renginde
izinsiz bir gösteri
hazımsız
hicazlar
sözüm meclisten
içeri...
silikleşen ne varsa
hep baktığım yönde...