...şimdiye rüzgarı gören olmadı...ama tenime,yüzüme,yapraklara, otlara, beton duvarlara değip geçiyor...parmaklarımın arasından sızıyor boşluğun içinden yine boşluğa...kanatlarının altından tutup milyonlarca kuşu, bulutlarla birlikte alıp götürüyor uzaklara...tülleri uçuşturuyor sessiz evlerin dingin loşluğunda, içeri itiyor polenleri tozlarla açık pencereden usulca...suyu ürpertiyor önce, sonra dalgaları ak köpüklerle beziyor...yelkenleri dolduruyor...sonra uçurtmalarla birlikte küçük kalpleri...koca gövdeli ağacın yaşlı yorgun dalında kuruyor salıncağını...rüzgar çanlarında dans ediyor, upuzun saçlarında salkım söğütlerin...benden önce okuyup bitiriyor masadaki kitabı, benden önce öpüyor sevgilimi...bazen ıslık çalıyor, bazen uyurgezer dolaşıyor ıssız gecelerde...sapla samanı karıştırıyor birbirine,oltalarımı yaramaz bir çocuk gibi...boş teneke kutularını "tıngırdatarak" yuvarlıyor serseri bir tekmeyle, poşetleri, kağıtları uçuruyor savura savura...çıkarıyor gökdelenlerin yanına... serinletiyor bedenleri...bazen de soğutuyor demli çayımı gölgede üfleye üfleye...
Fotoğraf: Yalova-2009
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder