İnsanoğlunun, Doğaya egemen olma çabalarının aracı ve sonucudur eşya, nesne...objectum: objet, object... kimi zaman fiziksel yatırım kimi zaman ruhsal tatmin,yaşadığımız dünyada etkileşim, iletişim ve davranış aracı...
Eşya mı insanın kölesidir yoksa insan mı eşyanın? Eşyaya sahip olmamak gerçek özgürlük müdür? Tüketici
davranışları ve insanın eşyanın doğasıyla kurduğu ilişki göz önüne
alındığında insanın elde etme ve sahip olma duygusunun eşyayı başka bir
konuma getirdiğini görebiliriz...işlev eşya için önemlidir ama "sürrealist" yaklaşım ile
üretilenler biraz işlevsiz, sahip olanı "farklı" kıla yapıdadır...ama çoğu zaman sadece bir "haz nesnesi"nden öteye
geçemez...teknik işlevi olan eşyalar gibi sadece sosyal statü göstergesi
olanlar da var...ikisi bir arada olanlar yani hem işe yarayan hem gösterişli olanlar da...ucuzu, pahalısı,kalitelisi, çakması, evladiyelik olanı var...sonuçta her yaştan ve her statüde insana ve beğenisine hizmet edecek bir sürü eşya var...benim için eski olanı, el yapımı olanı makbul...geçmişin izlerini ve anıları taşıyanlar...
eski bir eşyanın yeni sahibi olmak!..
eski bir eşyanın yeni sahibi olmak!..
"Tüketim
toplumuyla birlikte işlevden çok eşyanın sembolik yapısı ortaya
çıkmıştır...böylece eşya bir mitos niteliği kazanır" der Roland Barthes...
Teknik ilerlemeler makinada mı vücut bulur?! insan onlarla hayatını kolaylaştırır ve tasarruf ettiğini düşünür...filanca marka, yeni çıkan
filanca model...ama bunun ötesinde bu teknik yandan bir tür kurtulma ve o
eşyaları farklı kılma çabasıyla mıdır; üzerine dantel örtü örer! Anahtarlarına
orijinal anahtarlık, kapı girişine şirin
bir posta kutusu, kedili-köpekli bir paspas, diş fırçalarına resimli seramik
bir kap, banyo için hoş kokulu ıvır zıvırlar...oradan buradan bi dolu hatıra
süs eşyası toplar ya da hediye gelir; hiç yakılmayacak mumlar, misafir için bir
takım "takımlar"...kendi için özenmediği kadar misafirleri için
özenir("misafir odası" kavramını hiç anlamamışımdır!) ama özünde tüm bunlar onun sosyal statüsünün göstergeleridir...farklı
zamanlarda farklı ihtiyaçlar ortaya çıkar...bazen yetmez olur; daha büyüğü,
daha fazlası, daha fonksiyoneli, daha gösterişlisi, daha açık renklisi, bir üst
sürümü, vs.vb. istenir eşyanın...bu değiştirme işini pek sık yapamayanlar
evin şeklini, eşyaların yerini değiştirirerek "kendi kendilerini
avutur" bir illüzyon yarattıklarını zannederler! Değiştirebilenler
yüzünden ise henüz ölmemiş eşya mezarlıklarına dönüşür çöplükler!
Eşyanın yazgısıdır kırılmak, bozulmak eskimek...bir çok şey gibi
zamana karşı koyamaz o da...ezilir, bükülür, çatlar, yamulur, kırılır, eskir,
parçalanır, yıpranır, çürür, paslanır, aşınır yine de susar çoğu zaman...
bazı
eşyalar kullanıldıkça güzelleşir...yıllandıkça güzelleşen bir şarap gibi...ona
sahip olanlardan bir şeyler taşımaya başlar; bir yaşanmışlığı olur...insanlar
gibi eşyalar da anı biriktirir...ikinci üçüncü elden yeni
"sahipler"; daha çok sevecek, değer verecek...kırık, ezik, eksik diye
fırlatıp atmayacak, satmayacak, silip parlatacak, tamir edecek, ona bakacak...
15 yaşımdan beri biriktiriyorum! Çocukluktan gelen bir mutsuzluk ve tatminsizlik durumunun sonucumudur yoksa "estetik" aşkı mı?!...her şeyi topluyor olsaydım çoktan çöp ev olmuştu ev...tüm o eşyalarla kapı dışına konmamamın nedeni müstakil ve eski evimizde kendime ait bir daire olması... seçiciyim ama yelpaze biraz geniş...bir amacım yok diyorum tüm bu eşyaları, objeleri toplarken ama inanın ben de bilmiyorum! Daha önceden bana ait olmayan ve bit pazarlarından topladıklarımı belki de hikayelerini öğrenmek için alıyorum!
Fotoğraflar: Yedikule-"sığınağım"-2012
EŞYA
Efendimiz eşya
Sabahı şerifleriniz hayırlı olsun
Afiyettesiniz inşaallah
İşte bütün hayatımız
Açık veya kapalı
Eşyaya hizmettir yaptığımız
Kitaplar çıkıyor karşımıza emrediyor okuyoruz
Kalemler geliyor kağıtlarla beraber
Emrediyorlar yazıyoruz
Yolculuğa ‘çık’ diyor vapurlar
merdivenler ‘in’ diyor.
Aynalar ‘bak’ demeden bakıyoruz
Camlardan geçip giriyor odamıza aydınlık
ve sonra saat diyor ki ‘uyan’
Biz el pençe divan;
Esir gibiyiz, köleyiz eşyaya
ve onlardan alınan emir dairesinde de böylece
İnsanlar hükmediyor dünyaya.”
Sabahı şerifleriniz hayırlı olsun
Afiyettesiniz inşaallah
İşte bütün hayatımız
Açık veya kapalı
Eşyaya hizmettir yaptığımız
Kitaplar çıkıyor karşımıza emrediyor okuyoruz
Kalemler geliyor kağıtlarla beraber
Emrediyorlar yazıyoruz
Yolculuğa ‘çık’ diyor vapurlar
merdivenler ‘in’ diyor.
Aynalar ‘bak’ demeden bakıyoruz
Camlardan geçip giriyor odamıza aydınlık
ve sonra saat diyor ki ‘uyan’
Biz el pençe divan;
Esir gibiyiz, köleyiz eşyaya
ve onlardan alınan emir dairesinde de böylece
İnsanlar hükmediyor dünyaya.”
Özdemir Asaf
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder