Eşkina, ölürüm aşkına!
"İshak kuşu gece öter..."tüvvv!...tüüvv!"..sonra uzunca bir süre susar...yeniden peş peşe öttüğünde , göğün rengi lacivertten maviye yavaş yavaş açılmaya başlar...fazla sürmez...biraz sonra av bitecektir!"...evet! uzun geceler boyu Yalova'da peşine düştüğümüz Eşkine-Eşkina avında ne zaman ishak kuşunun ( küçük bir çeşit baykuş-Otus scops) ötüşünü duysam oltama balık gelirdi! Aşağıdaki fotoğraf Yalova'da görmeyi hayal bile edemeyeceğim bir sürü! Eşkinalar bizim oralarda en fazla 5-6 lı gruplar halinde gezerler; biraz sonra ikincisini yakalardım...o güzelim renkler suyun dışına çıkıp kovaya girince solar gider, üzülürdüm! Ama yemesi bir başka! Bir ara böbreklerimdeki kum "taş"a dönüşmesin diye yanaklarından çıkan küçük beyaz taş benzeri oluşumları havanda döver, limon suyunda bekletir içerdim! Eşkina, taş balığıdır; kayalık, liman içleri ve dalgakıranlardan fazla uzaklaşmaz...
En sevdiği yem canlı "teke", "çim çim" (sığ sularda yaşayan karides)dir. Önce limanın içinde kepçelerle teke avlar sonra kurşunsuz olta, ışıklı şamandıra ve benzer oltalarla avı başlatırdık..."ne kadar yem; o kadar balık" olmuyor ne yazık ki! Hem fazla yem çıkarmaz, hem de iki-üç balık kaptık mı, öyle hırs yapıp saatlerce olta atmaya devam etmezdik...şimdi karaya oturmuş bir gemiyim...eski dostlar kendi yaşamlarına dalınca beni yerimden iterek denize kavuşturacak bir dostum kalmadı! Balık yakalamaktan çok o muhabbetleri, hazırlıkları, oltanın ucunda heyecanla beklerken balıkların-deniz canlılarının yarattığı yakamozu ve daha onlarca güzelliği bize sunan geceleri özlüyorum...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder