Claude Monet, bu tabloyu 1872 yılında yapmış...bilgilerimi tazelemeye devam ettim...çocukluğunun geçtiği "Le Havre" limanından bir gün doğumu manzarasıydı...adı " İmpression, Soleil levant"-"İzlenim, Gün Doğumu"...böylece "levar" kelimesinin fransızca"lever" yani yükselmek ; güneş için ise doğmak olduğunu anladım! Ama yine de "levar", "lavar" ve "le Havre"ın ses olarak uyumu ilgimi çekmişti! Devam!.. Sanat eleştirmeni Louis Leroy, resmin adından yola çıkarak "izlenimcilik" (empresyonizm) terimini, aşağılamak amacıyla ortaya atmışmış!..İzlenimcilik teriminin kullanılması bu tablo ile söz konusu olmuş ve bu akıma adını vermiş...İzlenimcilik, modern resim sanatında ilk büyük devrimci hareket olarak görülür...
Monet, fırça darbeleriyle, değişik renkteki noktalarla ışık etkisi oluşturur...önceleri Paris salonlarının bu resmi ve akımı yadsıması normaldi çünkü tamamen geleneksel ve akademik sanat dogmalarına zıttı...ama sonra Pierre-Auguste Renoir, Frédéric Bazille, Alfred Sisley, Camille Pisarro, Paul Cézanne ve Armand Guillaumin gibi sanatçılar da bu akımın içinde izlenimci eserler üretirler...
Fishing Boats Leaving the Port of Le Havre-1874
Gelelim Zonguldak şehrimize ve "lavar"a...
ilk gördüğüm yıllarda liman gerçekten de "Le Havre" limanına benziyordu! Lavar ise tam olarak kömürün, taş ve benzeri maddelerden yıkanarak ayrıştırılıp, demir çelik fabrikalarına gönderildiği yere verilen admış...yani yıkama tesisi, yıkama yeri kısaca... yine fransızca "laver" yıkamak fiilinden geliyor...lavabo gibi...
Zonguldak maden ocaklarında bir döneme damgasını vurmuş Fransız ağırlığını etkisiyle , madencilik terimleri de diğer Fransızca kelimeler ile dilimize girivermiş!..
Batılı devletler, Zonguldak kömür ocakları işletmeye açıldığı, 1848 tarihinden itibaren yöreyle ilgilenmeye başlamışlar...önce İngilizler, sonra Fransızlar... Almanlar, Ruslar, İtalya ve Yunanistan...Zonguldak kömür havzasının tarihi, emperyalist devletlerin Osmanlı topraklarında nasıl menfaat sağladıklarını çok açık yansıtan bir ayna olmuş..
1849 yılında yıllığı 30.000 kuruş gibi az bir miktarla Havza'yı kiralayan İngiliz Kömür Şirketinin, çok ilkel yöntemlerle ürettiği kömür yılda 50 bin tonu geçmeyince ve üretim Donanımın ihtiyacını bile karşılamayınca; şirketin işletme ruhsatı geri alınmış...1851 yılında İngilizler Havza'yı yeniden ellerine almışlar.1861 yılında İngiliz şirketinin sözleşmesi iptal edilmiş...Havza'da üretilen kömürlerin %40'ının ülke dışına ihraç edilmesine 1882 yılında izin verilince, Havza yabancı sermaye akımına uğramış...1892 yılında Ereğli Şirket-i Osmaniyesi "Societe d'Heraclee" adında bir Fransız şirketi kurulmuş...havzada istediği yerden taş çıkarması serbestmiş onlar da"taş çıkarıyorum" diye istediği yerde kazı yapabilmekte ve tesadüf ettiği maden damarlarının işletme hakkına sahip bulunmaktaymış...Ereğli Şirketi, 4.5 milyon Frank harcayarak Zonguldak mendireğini de inşaa etmiş...Liman inşaatı bitince, bu kez de kömür havzasındaki demiryollarıyla ilgilenmişler.
Sözkonusu yörenin "Karaelması" ile birlikte can damarı olan liman ve demiryolları Ereğli Şirketi'nin eline geçmiş...Şirket kömür yıkama fabrikasını-"lavar"ı ise 1903 yılında inşaa ettirmiş...
1940 yılında çıkarılan bir dizi kanun ile havzadaki tüm ocaklar devletleştirilmiş... EKİTAŞ'a devredilmiş ve yeni yatırımlar yapılmış...bu gün müze yapılabilecekken, çirkin bir görüntü arzettiği ve miladını doldurduğu düşüncesiyle yıkımına girişilen lavardan ancak bir kaç bina kurtarılmış... Zonguldak Belediyesi tarafından düzenlenen "Zonguldak Lavar Koruma Alanı ve Çevresi Koruma, Planlama, Kentsel Tasarım ve Peyzaj Düzenleme Proje Yarışması" düzenleniş...2 yıldır gitmediğim için son durumu bilmiyorum!..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder