Işık tüm görsel sanatların temelidir. Yaratıcı insan için ışık bir duyumdur. Ortamda varolan ışığın yarattığı etkileri iyi gözlemleyenler doğal ve gerçekçi görüntüler yaratırlar. Etkiyi “ışık yaparak” yaratabilmek gözlem ve tecrübeye dayanır. Fotoğaf sanatında ve sinemada ışığı bir anlatım ve görsel eğretileme aracı olarak kullanmayı düşünmeden önce bu bağlamda ışığın resim tarihindeki yerine bakarak; özellikle Barok dönemi ve Empresyonizm üzerinde durmamız gerekir.
Ressam bütün bir öyküyü renklerle, çizgi ve fırça darbeleriyle ve özellikle ışık ile tek bir resim içinde anlatır. Bir fotoğrafta konuya, arka plana tesadüfen bir şeyler dahil olabilir ama resimde hiç bir şey orada tesadüfen yer almaz. Anlatılacak öykü çerçevesinde her unsur, her gölge ve renk planlanmıştır. Bu yüzden klasik tabloları iyi incelemek gerekir..
Rembrandt Stili Aydınlatma
Anahtar(key light) ve Dolgu(fill light) birlikte
Yanal Aydınlatma
Sinema sanatı ve görsellik dendiğinde ilk önce akla “ışık” ve “gölge” gelmektedir. Işık ve gölge görüntüye anlam verir, tutkuyu, korkuyu, umudu, sevinci ve hüznü sırtında taşıyan en önemli anlatım öğelerinden biri haline gelir. Drama gibi klasik ve mimetik bir sanat için; Rembrandt, Vermeer, Caravaggio, Turner, Pieter de Hooch gibi klasik ve “dramatik” ressamların eserlerini özümsemek gerekir.
Tonino Delli Colli,"Bir Zamanlar Amerika'da", "Acı Ay", "Hayat Güzeldir" gibi filmlerin ünlü görüntü yönetmeni; “Gülün Adı”nın (1986) çekimlerinden önce filmin geçtiği döneme ait klasik ressamların tabloları üzerinde uzun süre çalışmıştır. Gordon Willis unutulmaz “The Godfather” (1972)’ in görüntü yönetmeninin “Karanlıklar Prensi” lakabıyla anılması da filmin içinde kullandığı ışık tarzıyla ilgilidir. Birçok sahnede kullandığı ters ışıkla “silüet teknigi” örneklerini görebiliriz. Nerdeyse karanlığın içinde bizi görmeye, göz adaptasyonuna alıştırır.
Yüksek kontrast, güçlü ters ışık, daha fazla dramatik etki yaratır...Sinema perdesi ve tv ekranı iki boyutludur. Derinlik, üçüncü boyut -sanal olarak- gölge olmadan elde edilemez. Gölge cisimlerin fiziksel özelliklerini ortaya çıkartır, anlam kazandırır. Özelikle insan yüzündeki etkileri ifade yaratmada çok önemlidir. Doğrudan, gölge olmaksızın aydınlatılmış insan yüzü ifadesizdir.
Aslında ışık yapmak bir yerde kontrollü gölgeler yaratmaktır.
İnsan beyninde oluşan görüntü içindeki nesneler hakkında daha fazla bilgi vererek; görüntü, beyin, psikoloji ilişkisine yardımcı olmak gölgenin faydalarındandır. Sadece ışık verilerek aydınlatılmış bir nesne yerine, ışık yapılarak üzerinde belli gölgeler yaratılmış nesneler kontrollü gölgeler ile derinlik kazanıp boyutlanır.
Fotoğraflar: Cüneyt Gök -DEVAM EDECEK-
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder