14 Mart 2012 Çarşamba

gerçek, hakikat...zaman...aşımı



Gerçeklik -hakikat  
...hakikat daha derinlerde ve daha zor kavranabilen bir olgudur ...gerçeği belirleyen süreç ve malzeme daha somut gibi görünür...  bu yanılsama ile büyük kitleler gerçeği daha kolay anlar ve daha değerli kabul ederler... çünkü  " o" ele geçirebilir bir şeydir!
Hakikati;  gerçeği farklı bir açıdan görme edimi olarak düşünebiliriz; sonuçta  ikisi de iç içe geçen  zaman faktörü ile birbirlerine bağlıdırlar... zaman zaman  çakışır, zaman zaman ayrılırlar…
Güç- manipülasyon
Güç kullanmak önce ona sahip olmayı gerektirir... Güce sahip olmayanlar- argümantasyon yeteneği  ve belli bir cazibeye sahibi olup kullanabilenler dışında- ancak manipülasyon yoluyla bunu gerçekleştirebilirler.
Manipülasyon,  diğer bir insandan, doğrudan elde edilemeyecek bir şeyi elde etmek için  dolaylı teknikler kullanmaktır... serbest seçimde bulunmaya dayalı "özgürlük duygusu" ; "özgürlük illüzyonu"nun büyük önem taşıdığı bu tekniklerde, "özgürce razı olmak" ve " itaat etmek"söz konusu olur...
Enformasyonun manipülasyonu ( çarpıtılması)  büyük ölçüde propagandanın enformasyon olarak,  sunulmasına dayanır...

20. yüzyıl  filozoflarından Bergson'a göre; yaşam mekanik olamaz ve materyalizmle açıklanamaz... sadece sezgi gerçekliği açıklayabilir. İnsan zekası, tek başına evreni kavramaya yetmez, akıl, us, mekanik görüşler gerçeğe cevap veremez... 
Düalizm (herhangi bir alanda birbirlerine indirgenemeyen iki karşıt ilkenin varlığını ileri sürme)'in 
temelini zihin ve sezgi ayrımı oluşturur. Zihin nesneyle ve uzamsal zamanla, sezgi ise yaşamla ve süreyle bütünleşir. Zaman bölünemez bir niteliktir ve fakat gerçek zaman "süre"dir.
Şimdi, geçmişin ve geleceğin birleşimidir... geçmişin şimdi içinde yaşadığı yer "bellek"tir. Geçmiş zihnimizde bir düşünce olarak belirmez, o artık yaşanan "an"dadır, "şimdi"dedir...


Marksist filozof  Lukacs:"...esas olan, görünen gerçekliğin altında yatan gerçeği ortaya çıkarmak, irdelemek, gerçekliğin özünü daha derinden kavrayarak yeni bir dünyanın kuruluşuna katılmaktır"...diye ne güzel ifade etmiş, etmiş  de; hakiki olan ile sahte olan, gerçek ile düşssel olan arasındaki farkın ortadan kalktığı bu simülatif süreçte,  başkaları mekanik bir neden sonuç ilişkisinde olayları bitirip, defterleri kaparken bizim "diyalektik  değerlendirme" sürecinde iş işten geçmiş olabilir!..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder