9 Mart 2012 Cuma

Hayvanlar ve insanlar-2-

John Steinbeck'in "Fareler ve İnsanlar" eserinde: "Büyük Bunalım"dan etkilenen insanların dünyasında, akli dengesi biraz bozuk Lennie'nin, onu kollayan arkadaşı George ile ortak hayalleri vardır... bir çiftlik alıp orada yaşamak...böylelikle yumuşak şeylere dokunmayı seven Lennie o çiftlikte yumuşacık tüyleri olan tavşanları besleyip okşayabilecektir...Candy de onların hayaline ortak olmak ister zira bir elini kaybettiği için artık çalışması zorlaşmıştır...Carlson adında başka bir çiftlik işçisi bir gün Candy'nin yaşlı ve sakat köpeğini gözünü kırpmadan vurur... eserde gerçekler, hayaller, insanların ve hayvanların dünyasında iç içe geçişler ile yalnızlık teması ağır basar... Steinbeck bu temayı vurgulama adına kurgularken "Soledad"( İspanyolcada "yalnızlık") şehrine yakın bir yer seçer... Ayrıca farklı bir ad düşündüğü bu roman-oyun denemesinin adını; tarlasını çapalarken bir farenin yuvasını bozan çiftçinin duyduğu üzüntüyü dile getiren Robert Burns'ün "To a mouse"şiirini okuduktan sonra değiştirmiştir.


Wee, sleekit, cowran, tim'rous beastie,
O, what a panic's in thy breastie!
Thou need na start awa sae hasty,
Wi' bickering brattle!
I wad be laith to rin an' chase thee,
Wi' murd'ring pattle!
I'm truly sorry Man's dominion
Has broken Nature's social union,
An' justifies that ill opinion,
Which makes thee startle,
At me, thy poor, earth-born companion,
An' fellow-mortal!
I doubt na, whyles, but thou may thieve;
What then? poor beastie, thou maun live!
A daimen-icker in a thrave 'S a sma' request:
I'll get a blessin wi' the lave,
An' never miss't!
Thy wee-bit housie, too, in ruin!
It's silly wa's the win's are strewin!
An' naething, now, to big a new ane,
O' foggage green!
An' bleak December's winds ensuin,
Baith snell an' keen!
Thou saw the fields laid bare an' wast,
An' weary Winter comin fast,
An' cozie here, beneath the blast,
Thou thought to dwell,
Till crash! the cruel coulter past
Out thro' thy cell.
That wee-bit heap o' leaves an' stibble,
Has cost thee monie a weary nibble!
Now thou's turn'd out, for a' thy trouble,
But house or hald.
To thole the Winter's sleety dribble,
An' cranreuch cauld!
But Mousie, thou are no thy-lane,
In proving foresight may be vain:
The best laid schemes o' Mice an' Men,
Gang aft agley,
An' lea'e us nought but grief an' pain,
For promis'd joy!
Still, thou art blest, compar'd wi' me!
The present only toucheth thee:
But Och! I backward cast my e'e,
On prospects drear!
An' forward, tho' I canna see,
I guess an' fear!


Kimi güvercin besler...ciddi bir tutkudur zararsız gibi görünen...çocuklukta başlayıp süren...o kadar ki kümeste yatıp kalkanları bilirim...kimi olmadık hayvanlar besler, mesela küçükken alınan bir iguananın mutfak tezgahını kaplayacak kadar büyüdüğü ve ev içinde dolapların üzerinde yattığını düşünün...bu olay bir akrabanın Fransa'daki evinde yaşanan bir gerçek ...Evinde kedi sayısını unutanlar, mahallede  her önüne gelenin, bir kedi bulup getirenin arttırdığı rakamlar...
bahçe varsa köpek sorun değil ama evde onun için de, sizin için de zor oluyor...öncelikle vakit ayırıp dolaştırıp ilgilenirken sonra evde dört duvar arasında kapalı kalmaya mahkum ediyoruz..stresten sağlıksızlaşan, tüy dökenler, karın ağrısı çekip yeşil ot yiyemeyenler, tüy topaklarını çıkaramayan kediler ...kafeste kendi tüylerini yolan papağanı, yine daracık kafeste, hep aynı hareketleri tekrarlayan hayvanat bahçesindeki hayvanları gözünüzün önüne getirin...en güzeli sokak sokak dolaşıp sokak hayvanlarını beslemek...barınaklara gidip onların bakım ve beslenmelerine yardımcı olmak...sahiplenmenin sorumluluğunu taşıyabilecekseniz; o hayvanın kısa ömrünün sizinle geçeceğini unutmamanız gerekiyor. Barınaklarda durum çok iç açıcı olmasa da orada bazen daha sosyal olduklarını düşünüyorum...Trafikte sırtında onca yükle ağır aksak zorlanarak giden at ve katırlar, at arabaları, faytonlar azaldıkça insanlığın yükü de azalacak vicdanlarından...bir de kurban bayramı ritüelleri ve kesimleri değişse! Eskiden Edirnekapı'dan-Yedikule'ye Surlar boyunca yaşlanan, sakatlanan at ve eşeklerin "kaçak" kesimleri olurdu... o manzaralara çok şahit olmuşumdur...uzak doğuda köpek eti özellikle Çin ve Tayland da yağsız olduğu için tercih ediliyormuş... İsviçre'de bile yeniyormuş!!!!!!!!!!
Kurbağa bacağı, istridyeyi geçtim de afrodizyak olduğu rivayet edilen kaplan testisi gibi şeylerin peşine düşenler,  gergedan boynuzundan geciktirici kremler yapanlar mı istersiniz..!? hepsi var bu dünyanın gerçek yüzünde...






Her zaman bir insan kadar bir hayvanın dostluğuna da  ihtiyaç duyarız...

kısa süreli bir paylaşımla bile kendimizi iyi hissederiz, sahip olduğumuz duyguların bilincine varırız.
Hep bir şeylerin eksikliğini onlarla avutmaya çalışırız...onlara insan isimleri veririz, kedi-köpeğimiz ile aynı yatağı paylaşırız...okşayıp sevdikçe, onların size sevgilerini yansıtmalarını gördükçe bu hayat paylaşımı daha da keyifli sürer gider...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder