1950’lerde, ABD’li yazar Mickey Spillane imzasını taşıyan Mayk Hammer'in Türkçe çevrisi 100 binin üzerinde satmış...Yayınevleri orijinal Mayk Hammer maceralarının yakaladığı bu başarı üzerine yerli yazarları sahte Mayk Hammer romanları yazmaya teşvik etmişler...Orijinal maceraların çevirmeni Kemal Tahir de Çağlayan Yayınevi’nden F.M. İkinci takma adını kullanarak dört adet sahte Mayk Hammer macerası yazmış: "Derini Yüzeceğim" (1954), "Ecel Saati","Kara Nara" ve "Kıran Kırana" (1955)...Afif Yesari 110 adet ile başı çekerken, Oğuz Alplâçin, Adnan Erim, Orhan Boran, Muzaffer Ulukaya gibi yazarların da katkılarıyla Türkiye'de basılan Mike Hammer romanlarının sayısı 250'ye ulaşır.
2005-Güncel Yayınlar'dan çıkan derleme kitap...
Türünün bu en tanınmış dört karakteri, polisiye severler tarafından yüzyıldan fazla bir süredir çok tutuldu ve maceraları seri olarak yayımlandığı dönemlerde gerçek bir tiryakilik yarattı.
Dördünün ortak özelliği, maceralarının yazıldığı ve yayımlandığı dönemlerde yazarlarının adlarını bile geride bırakmaları ve bazı dönemlerde de muhtelif yazarlar taralından kaleme alınmış olmaları.
Soygun, cinayet ve kötülük örgüsünün ağırlıkta olduğu bu öykülerdeki dedektif kahramanların soğukkanlılığı, olay örgüsünü çözüş biçimindeki ustalıkları, soylu olmasalar da centilmen tavırlar ve polisin yeteneksizliği okurunun gözünde onları daha da sempatik hale getirirken, yeni maceralarının adeta dört gözle beklenmesine neden olmuştur...
1001 romanın, 1948 yılında "Nat Pinkerton" adı altında yayınladığı, Alex Raymond'un Rip Kirby'si...
Daha sonra Dedektif Nik olarak yayımlandı... Bir de "Yaman Gazeteci Rick" vardı çizgi seri... onu "Zıp Zıp" dergisinden hatırlıyorum...Anlaşılan o ki bu furyada kimse kimin kim olduğuna, kim tarafından yazıldığına ve çizildiğine pek dikkat etmiyordu...bulduğunu çılgınca, büyük bir zevk ile okuyordu...
1001 Roman,Tahsin Demiray tarafından 1939 da Türkiye Yayınevi tarafından ilk basımı yapılan çizgi roman dergisidir.Bizim kuşağın bildiği ise 1960lı yıllarda basılan "Yeni 1001 Roman" dergisi Sahibi ise Web Ofset İleri Matbaacılık A.Ş. Adına Erol Simavi ...
RESM-İ GEÇİT
“Ton! Ton! Ton!..
Nik Karter, Nat Pinkerton!
Kelepçe, brovnik!..
Tik… Tik…
Şerlok Holmes!
Sesi kes!
Hes, pes!
Dur!…
Pusu kur!…
Köşede bir baş
Yavaş!
Ton!. Ton!.. Ton!…
Nik Karter Nat Pinkerton!
Bir, iki, üç!
Sol, sağ, sol!…”
Boşalttı mi’desini yetmiş yedi karakol!
Resm-i geçit var bugün de
Kapımızın önünde.
Kahkahalarımızı dişlerimizde bir çubuk gibi sıkalım.
Seyre çıkalım! ….
İşte köşeyi döndüler
Göründüler:
En önde «KANBUR» geliyor,
Mel’anet dolu çekmecesi ensesinden yükseliyor.
San’atın bir civan piridir bu!
Hepsinin Emir-ül Emîridir bu!…
Kanbura kandilli bir selam çaktık,
Sonra gülerek baktık,
On adım arkadan gelen bıçkına!….
7 1/2′luk bir cebel topu takmış kıçına,
Kapamış gözlerini paltosunun yakası
Ayna gibi parlıyor palaskasının tokası
20 okka içsem de yalpa vurmam diyor,
Haaaaayt!… Kuş uçurmam diyor.
Bu Fehim Paşanın hayr-ül halefi,
Afi kesiyor… Afi.! !..
Bu rengârenk tavus kuşları
Peşimizden tırmanırlar yokuşları;
İnişlerde kayb etmemek için bizi gözden;
Daha atik olurlar 50 yaşında bir öküzden.
Nik Karter, Nat Pinkerton!
Kelepçe, brovnik!..
Tik… Tik…
Şerlok Holmes!
Sesi kes!
Hes, pes!
Dur!…
Pusu kur!…
Köşede bir baş
Yavaş!
Ton!. Ton!.. Ton!…
Nik Karter Nat Pinkerton!
Bir, iki, üç!
Sol, sağ, sol!…”
Boşalttı mi’desini yetmiş yedi karakol!
Resm-i geçit var bugün de
Kapımızın önünde.
Kahkahalarımızı dişlerimizde bir çubuk gibi sıkalım.
Seyre çıkalım! ….
İşte köşeyi döndüler
Göründüler:
En önde «KANBUR» geliyor,
Mel’anet dolu çekmecesi ensesinden yükseliyor.
San’atın bir civan piridir bu!
Hepsinin Emir-ül Emîridir bu!…
Kanbura kandilli bir selam çaktık,
Sonra gülerek baktık,
On adım arkadan gelen bıçkına!….
7 1/2′luk bir cebel topu takmış kıçına,
Kapamış gözlerini paltosunun yakası
Ayna gibi parlıyor palaskasının tokası
20 okka içsem de yalpa vurmam diyor,
Haaaaayt!… Kuş uçurmam diyor.
Bu Fehim Paşanın hayr-ül halefi,
Afi kesiyor… Afi.! !..
Bu rengârenk tavus kuşları
Peşimizden tırmanırlar yokuşları;
İnişlerde kayb etmemek için bizi gözden;
Daha atik olurlar 50 yaşında bir öküzden.
Kızmıyoruz onlara
Kızılmaz,
Acınır
Böyle teneke oyuncak olanlara,
Aramızda onların yalnız bir ismi var:
ZAVALLILAR!
Kızılmaz,
Acınır
Böyle teneke oyuncak olanlara,
Aramızda onların yalnız bir ismi var:
ZAVALLILAR!
Nâzım Hikmet
(Aydınlık, sayı 29)
(Aydınlık, sayı 29)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder