27 Mart 2012 Salı

Çilli horozum...


















Tavukların kuluçkaya yatmaya başlama  özelliğini kazanması Anadolu'da "Gurk olmak" olarak adlandırılıyormuş..Tavuk her zaman, mevsim ve diğer şartlar tamam olsa da "gurk" olamıyor...Rahmetli büyükbabam kuluçkaya  yatmayan tavukları yatırmak için önce rakı içirir, sonra ayaklarından tutup havada şöyle 5-10 tur çevirir, ardından da yumurtaların üzerine bırakırmış...hayvancağız kendine geldiğinde anlam veremediği ve hatırlayamadığı bu durumu aşamazmış...tavuk mu yumurtadan çıkar yumurta mı tavuktan tartışması bir yana civciv olabilmesi için "horoz" gerekir...kümesin olmaz sa olmazı horozun diğer görevi de haremi kollamak, yabancıları yaklaştırmamak...bir de normal şartlarda  sabahları ötmektir...birden fazla horoz demek; kaçınılmaz kavga demek, dalaş demek...havada uçuşan tüylerin altında otorite kurma ve devam ettirme zorlaşır böyle durumlarda...
Zavallı horozlarım!..civcivken ne kadar da sevimli ve sakindiler...sonra büyüyüp palazlanınca ikisi horoz çıktı...yakışıklı bir kızıl, bir beyaz iki horoz bir kümeste...onları  beslemek için kümese giden amcama saldırırlardı...yazın bir hafta sonu Yalova dönüşünde müstakil apartmanımızda amcamlar bizi "yoldan geldiniz, yemek pişirmekle uğraşmayın, buyurun bizde yiyelim" diye davet ettiler...salçalı tavuk yemeği yapmış yengem...yemekler yendi...biraz kart ve kaslı gibiydi tavuk...ben pek yiyemedim...ertesi sabah kümese indim benimkileri özlemiştim...acı gerçek ile yüzleştim...tabi hayatta yaşayacağım diğer akıl almaz ve acı olayları düşününce bu hafif kalacaktı...yine de çocuklukta yaşanan zorluklar bizi hayatın gerçeklerine hazırlıyor diyebiliriz... Gemiye tek kaptan yeter...iki kaptan olunca gemi ya karaya oturtur ya da batar... her kafadan bir ses çıkması, her  önüne gelenin aklına geleni söylemesi "demokrasi" kelimesi altında   "kakafoni" yaratır...horozlar artık yerli-yersiz ötüyor...akşam olurken, gecenin bir vakti, takılmış plak gibi...Horozun bol olduğu köyde sabah geç olurmuş...
Erol Büyükburç'un da söylediği aslı bir Sivas  türküsü olan parçayla kapatalım programımızı..."Horozumu kaçırdılar"...bu arada Erol Büyükburç 1965 yılı"Horoz Nuri" adlı filmde de oynamış

Erol Büyükburç'un Söylediği:
Horozumu satamadım
Kumbarama atamadım
Bir kız alıp kaçamadım
gah bili bili bilibil bilibili bili
Çilli de horozum kayboldu
Horozumu kaçırdılar
Damdan dama uçurdular
Suyuna da pilav pişirdiler
gah bili bili bilibil bilibili bili
Çilli de horozum kayboldu
Horozumun tüyü kara
Sesi gider Üsküdar'a
Bugünlerde düştüm dara
gah bili bili bilibil bilibili bili
Çilli de horozum kayboldu...


Kaynak: Sirri Sarisözen
Yöre: Sivas
Horozumu kaçırdılar
Damdan dama uçurdular
Suyuna da pilav pişirdiler
Bili gah bili gah bili bili gah gah
Küpeli horozum
Kar beyazım
Bir sabah kalktım
Avluya baktım
Aradım taradım bağırdım çağırdım
Bili gah bili gah bili bili gah gah
Küpeli horozum
Kar beyazım
Kanadı var kilim gibi
İbiği var elim gibi
Acısı var ölüm gibi
Bili gah bili gah bili bili gah gah
Küpeli horozum
Kar beyazım



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder