Her gün mekik dokur gibi aynı
mesafeyi katedip geri gelen kişinin sitemini belirten bir deyimdir
aslında. "Hiç bir şey değişmez, böyle gelmiş böyle gider"i de kapsar
...Ankara-Konya arasındaki mesafe için söylenen bu söz daha sonra farklı
kullanım yerleri bulmuş...
Mesela gençlik yıllarında üç bant bilardo oynarken, bantları
fazla kullanıpta sonuca gitmek isterken rakip oyuncu arkadaşlar bu şekilde
dalga geçerdi benimle...
Artık hızlı trenle bir buçuk saate inecekmiş dolayısı ile
geliş gidiş üç saat...
Melih Aşık'ın yazısından bir alıntı yapan Arif Esen bu
sözün Konya ile ilgisinin olmadığını yazıyor “bu hikâye Konya’ya değil, Antalya’ya
aittir, yıllar önce vatani görevini yapan genç izin gününde hemşehrisine
rastlar... hoş beşten sonra hemşehrisi asker gence “günün nasıl geçiyor?” diye
sorar. Asker cevap verir:
“git-gel Konyaaltı - saat... bu Antalya’da gidilecek yer yok.”
Asker Konyaaltı’ndaki birliği ile merkezdeki saat semti arasında gidip geliyormuş... bunu anlatıyor”... Konyaaltı plajı ile saat kulesi arasındaki mesafeyi kasteder gibi benzer bilgilere ulaştım!..
Yıllar önce Konya da bir fotoğraf çekimi yapıyordum...şehir merkezindeki kavşağa çok yakın bir yerde 5 dakika içinde üç kaza gördüm...bu çok normalmiş...çünkü kimse trafik ışıklarını takmıyor... fotoğraftaki su motorundan yapIlma araçları gördüğümde Afganistan-Pakistan civarlarında bir yerde zanettim kendimi...bunların markasını bilmiyorum ama duruşlarina bakarak; "Ford" ile bir akrabalıkları ya da bir özenti durumu var galiba diye düşünüyor insan...triportör deniyor bunlara...benzerleri eskiden ekmek taşırlardı mahalleye, sonra su,çamaşır suyu derken...her türlü yük taşıma işine girdiler… de yokuş çıkarken devrilip yan yatacağından korkardım o zamanlar...
“git-gel Konyaaltı - saat... bu Antalya’da gidilecek yer yok.”
Asker Konyaaltı’ndaki birliği ile merkezdeki saat semti arasında gidip geliyormuş... bunu anlatıyor”... Konyaaltı plajı ile saat kulesi arasındaki mesafeyi kasteder gibi benzer bilgilere ulaştım!..
Yıllar önce Konya da bir fotoğraf çekimi yapıyordum...şehir merkezindeki kavşağa çok yakın bir yerde 5 dakika içinde üç kaza gördüm...bu çok normalmiş...çünkü kimse trafik ışıklarını takmıyor... fotoğraftaki su motorundan yapIlma araçları gördüğümde Afganistan-Pakistan civarlarında bir yerde zanettim kendimi...bunların markasını bilmiyorum ama duruşlarina bakarak; "Ford" ile bir akrabalıkları ya da bir özenti durumu var galiba diye düşünüyor insan...triportör deniyor bunlara...benzerleri eskiden ekmek taşırlardı mahalleye, sonra su,çamaşır suyu derken...her türlü yük taşıma işine girdiler… de yokuş çıkarken devrilip yan yatacağından korkardım o zamanlar...
Son olarak benim yorumum bu araçlar(triportörler) ile Konya’yı
baştan sona 6 saatte dolaşabilirsiniz!..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder