16 Şubat 2012 Perşembe

Yedi-7-



Bazı şeyler vardır insana uğur getirir, bazı şeyler vardır; uğursuzluk...daha doğrusu öyle olduğuna inanılır!

Şaman büyücüler  bazı taşları şifa ve güç için hep yanlarında kese içinde taşırlardı...savaşçıların güç aldıklarına inandıkları kıyafet, zırh, silah, yüzük vs.vb...olmuştur tarihin çeşitli dönemlerinde... sporcuların taşıdıkları forma numarasının uğuruna  inanmaları da buna benzer bir örnek...yüzük, kolye, taş, sevdiği insandan hatıra bir eşya, dövme...tavşan ayağına kadar gider bu ...
kapıdan ilk sağ adım atılarak çıkmak, put çıkarma, dua etme, kolye, yüzük öpme, parmakları çaprazlama...binlerce farklı ritüel ve davranıştan bahsedebiliriz bu konuda. Objeler hep bir şekilde güç vermiştir insana ...ya da kendisiyle, başarısı ve gücüyle özdeşleştirmiştir. Bir kolye bir kişinin hatırasını canlı tutabilir ve manevi olarak takan, taşıyan kişiyi yalnız bırakmaz, güç verir ...özünde kişinin kendine aksesuvar olarak yakıştırdığı ve kişisel bir obje gibi yanında, üzerinde taşıdığı bir çok şey için bunu söylemek mümkün: "kendini iyi hissettirir". Nazar boncuğu, mavi boncuğun kötü enerjiden, kem gözlerden (nazardan) koruduğuna inanılır...kimi makası elden almaz ya da"tuuh...tuu"diye tükürerek alır, kimi gece tırnak kesmez, kimi merdiven altından geçmez, kimi kara kedinin uğursuzluğuna inanır, kimi gemiye kadın almanın...kimi otobüs veya trende ters yöne doğru oturmaz bunu midesi bulanabileceği için yapanlar kadar, işlerinin ters gideceğini düşünerek yapanlar da var! Binlerce yıldır bu tarz inanışların, alışkanlıkların sürmesi tecrübeyle ne kadar sabitlenmiştir bilmiyorum ama yeniden düşündüğümde kağıt mendil yerine kumaş mendil kullanmanın, kitap ayracı yerine, bir kuru çiçek, eski bir sinema bileti kullanmanın özünde "hatırlamak" ve "iyi hissetmek" var. Buradan yola çıkıp batıl itikat gibi değerlendirilebilecek; uğur-şans getirdiğine inanma ile ilgili bir çok davranışın aslında özünde aynı gereksinim var bence...uğursuzluğu inanma ve sakınmayı da "eşşeği sağlam kazığa bağlamak" olarak değerlendirebiliriz...merdiven altından geçtiğim çok olmuştur, kara kedileri hem görürüm, hem severim ama hayatımdaki olumsuzlukları ve terslikleri bunlara bağlayamam! 




Herkesin bir uğurlu rakamı vardır. Benimkisi 7...7 kutsal bir sayı olarak bilinir; ilahi 3 ile dünyayı temsil eden(sembolize eden) 4'ün birleşimi... ama ayna kırmanın 7 yıl uğursuzluk getirdiğine inanılır. Filmlerde, dizilerde de sıkça karşımıza çıkar bu yedi-7- yıl...peki nedir bu yedinin kerameti...yedi yıl bir şeyin büyümesi, olgunlaşması, oturması, yerleşmesi, değişmesi için yeterli bir süre…tamamlanmanın süresi… o yüzden döngüler yedi yıl üzerinden anlatılıyor. "7'sinde neyse 70'inde odur" değişinde, bir takım alışkanlıkların 7 yaşında oturduğu ve kolay kolay da değişmeyeceği vurgulanır.
İlk eşimle tanıştıktan 7 yıl sonra evlendik... ayrıldığımda üstümdeki olumsuzluk ve etkileri aşmam, atlatmam çok zor oldu. Hayat devam ediyordu, yeniden evlendim, iş kurdum...işler...aksilikler devam etti durdu...hiç eksilmedi...ekonomik kriz, bir kriz daha derken...aslında evlendiğim gün, yıllardır faaliyet raporu çekimlerini yaptığım firma beni şutlamıştı!?.. yaptığım işimi kaybetmek bir yana evliliğin geleceği ilk günden tehlikeye girmişti...kabuslar görüyordum, yaşam enerjim ve inancım kayboluyordu günden güne, hastalıklar çıkmaya başladı bir bir… ailede ölümler...bir arkadaşımın önerisiyle benim için hazırlanan bir muskayı takıp taşımaya başladım... tam 7 yıl bittiğinde her şey değişmiş, düzene  girmişti...o muskayı takmasam da değişecekti belki de...ama neyi milat aldığın önemli bence...7 yıl sabredebilen, dayanabilen için yeni bir dönem, bir döngü başlıyor...belki de 7 yıllık başka bir dönem...bilemeyiz...
İstanbul'da, Yedikule'de doğdum...İstanbul 7 tepe üzerine kurulu bir şehir...Yedikule ise; anlaşılacağı gibi surlarda dizili 7 adet kuleden almış ismini...
İslam inanışı, göğün 7 kattan oluştuğunu kabul eder...atmosferin katmanlarına baktığımızda: 
1- TROPOSFER 2- STRATOSFER 3- OZONOSFER 4- MEZOSFER 5- TERMOSFER
6- İYONOSFER 7- EKZOSFER… bu 7 katman bilimsel olarak doğrulanıyor gibi... yine aynı inanış yerin 7 kat altında  cehennemin yaratıldığına inanır...
1-LİTOSFER(SU) 2-LİTOSFER(KARA) yı da sayarsak bu 7 kat tamamlanıyor … 
3-ASTENOSFER 4-ÜST MANTO 5-ALT MANTO 6-DIŞ ÇEKİRDEK 7-İÇ ÇEKİRDEK
Aslında bu inanışları özünde; eskiden güneş sisteminde 7 gezegenin bilinmesine, bu 7 gezegenin her birinin kendi göğü olduğu düşüncesine  bağlanıyor...haftanın günlerinin 7 olması  da aynı şekilde...  Pazartesi- Ay, Salı- Mars, Çarşamba- Merkür, Perşembe- Jüpiter, Cuma- Venüs, Cumartesi- Satürn , Pazar ise Güneş ile alakalı olarak yorumlanmış...Yine gök kuşağı 7 renk... 7 kıta var yer yüzünde...ve daha bir çok 7 rakamı  hayatın içinde...7'UP,7ELEVEN...
1995 Yapımı, David Fincher'ın yönettiği "Seven" filmini de anmadan geçemeyeceğim...film; "7 ölücül günah"ı işleyenleri vahşice cezalandıran bir seri katili ve  peşindeki iki polisin hikayesini anlatıyordu...bir de Michael Haneke'nin,beni çok etkileyen, 1989 yapımı "The Seventh Continent" "7.Kıta"filmi var... 





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder