11 Şubat 2012 Cumartesi

uyku derin bir kuyu...









Temiz havada, güneşin koynunda, bir parkın göbeğinde, bir kaldırımın köşesinde, bir ağaca, bir duvara sırtını yastlamış , çimene sırt üstü yatmış, yatakta yüzükoyun, çengel gibi kıvrılarak, ayakta bir duvar dibinde, otobüste oksijensiz, sıcaktan mayışarak, ilikleri ısınarak, gevşeyerek, rüya görerek, horuldayarak, yastığa baş, şilteye sırt koyarak, anne, sevgili kucağında, baba ocağında huzurla uyumak....yarın kaygısını unutup, biraz enerji toplamak...

evi olmadığı için , deprem korkusu ile sokakta kalanlar, uyuyanlar kabusla karışık, bölük pörçük, orası burası tutularak, üşüyerek,  tilki uykusu uyuyanlar, hep aynı rüyayı görenler, renkli, siyah-beyaz görenler, anne kucağında, ayakta sallanarak uyutulan çocuklar, gözlerine uyku bandı takanlar, saçı bozulmasın diye kafasına kadın çorabı geçirip yatanlar...tek kişilik yatakta iki kişi, iki kişilik yatakta tek yatanlar...anne-baba arasına girip yatanlar, uyku tulumuyla yatanlar...dişini fırçalayıp, ayaklarını yıkayıp yatanlar...pijamayla, günlük kıyafetle, çıplak yatanlar...suyunu baş ucuna alıp, takma dişlerini çıkarıp komidinin üzerinde duran su dolu bardağa koyan ve yatanlar...dua edip yatanlar ve uyuyanlar...uyuyanlar...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder