4 Haziran 2012 Pazartesi

saka ve dikeni...


 




"Carduus pycnocephalus" -Deve dikeni ya da Saka dikeni...
Bu diken ile Türkiye'nin hemen hemen her bölgesinde karşılaşabilirsiniz...eskiden kentleşme hızlanmadan önceki dönemlerde mahallenin arsalarında bile onlarca vardı...üzerleri saka dolardı...baharda göz alıcı rengiyle dikkat çeker...ötücü kuşlarının en zeki ve fiziksel kapasitesi yüksek saka kuşunun(Carduelis carduelis)en sevdiği temel besinlerdendir...Ayrıca sakalar bu dikenlerden başka bir şekilde daha yararlanır...otlayan koyunlar zamanla geçtikleri yerlerdeki bu dikenlere kıl ve yünlerini bırakırlar...işte sakalar burada devreye girip o kıl ve yünleri didikleyerek gagalarıyla iplik haline getirir ve yuvalarında kullanırlar...bu dikenin tohumlarıyla beslenebildiği gibi, süpürge otu tohumu(kuş yemi) ve çınar ağaçlarının kozalağını da sever...


"Kuşlar da Gitti", Yaşar Kemal'in sevdiğim eserlerinden biridir... bu kitapta anlatılanlar gibi mahalleden  kış geçişlerinde kuşlara ağ kurmaya giderlerdi...sahilde ve tren yolunun çevresinde saka dikenlerinin bol olduğu yerlere...kocabaş, ispinoz, saka,florya, iskete yakalarlar...sonrada üç beş kuruşa azat ettirirlerdi...en iyilerini, parlak renkli, kenesetli(güzel ötüş) olanlarını kendilerine ayırırlardı...
"Kuşlar da Gitti" İstanbul'un çürüyen, kirlenen yüzünün ve insanlığın da şehirle birlikte yok oluşunun romanıdır. Kuşların bir zamanlar mekan tuttuğu İstanbul'da çocuklar onları yakalayarak cami, kilise ve sinagogların kapılarında "azat buzat beni cennet kapısında gözet" diyerek satarlar. Ancak çocuklar satamadıkları kuşları yemek zorunda kalırlar... 

Saka kuşu erkeği ile dişi kanaryayı çiftleştirmek , melez kuş elde etmek de bu kuş meraklılarının vazgeçilmez uğraşlarından... bir gelenek... bu kuşlara genel olarak "saka piçi" denir... en güzel ötüşü duymak için insanların uğraşına bakın! 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder