11 Aralık 2012 Salı

iyimserlik manifestosu

iyimserim
iyimserim
içim ağlar
gülümserim!..
Yeterince zor bir hayatın içinde sağlıklı düşünebilmek oldukça zor...hele hele olumsuz olaylara olumlu tepki verebilmek daha da zor!Bu gün İnternet hizmeti için  neredeyse bir aydır uğraşıp da sonuçsuz kaldığım noktada;hücrelerimin gitgide kanserli hale geldiğini fark ettim! Telefonda küfürler, "bunu da kaydedin" benzeri cümleler...teknolojinin bizi getirdiği eşitsiz noktada tüketmeye başlamasına bir tepki vermek istiyorum!..internetsiz, baz istasyonsuz bir dünya düşü kurmak aynen savaşların şekillendirdiği bir dünyada "barış" düşü görmeye benziyor! Kötümser olarak da elimize bir şey geçmiyor.
Yapılan araştırmalar gösteriyor ki; hayata karamsar bakan  pesimistlerin kalp krizinden ölme riski, iyimserlere göre yüzde 30, kansere yakalanma riskleri ise yüzde 23 daha fazla ...böyle olunca şapkamızı önümüze koyup yeniden düşünmek gerekiyor!... 
...düşündüm ve  bir manifesto yayınlamaya karar verdim: optimist manifestosu
1-Stres ve sıkıntı metabolizmamızın dengesini bozar...bu nedenle sıkıntı ve stres kelimesini sözlükten çıkarıyorum...mevcut şartlarda tamamen yok etmenin mümkün olmadığını biliyor ve sıkıntı kelimesi yerine; kelimenin tersten okunuşunu  "ıtnıkıs" ve stres için de "sert s" yi kullanmak istiyorum!
2-İyimser insanlar, daha iyi gözlemleyip detayları daha iyi görürler ve olumsuz bir olayın bile içinde olumlu bir yön bulurlar...Kötümser insanlar ise olumsuz bir detayda takılıp kalırlar...o zaman sakin bir şekilde değerlendirebilecek bir "zamanı yavaşlatma ve duyumsama sürecini yürürlüğe koyuyorum"...panik ve acele yok...sindire sindire, detayları kaçırmadan yaşamak; yaşadığın her zaman sürecinin içinde olumlu bir an çıkarabilecek kıvamda yaşamak...
3- "Keşke" yerine "bir daha ki sefere","nefret ediyorum" yerine "seviyorum","olmadı" yerine "tamamdır", "imkansız" yerine "olabilir"i kullanmak optimist "ben"in ve diğer  optimistlerin görevidir!
4-Fazla gerçekçi olmak optimistin işi değil! Gerçekler acıdır ve acıtır...Ama Polyanna'da fazla kaçıyor...ortasını bulmak gerekiyor! 
4-Ufacık bir olumsuzluğu büyütüp, bir baş ağrısını beyinde bir tümör olduğuna bağlamak hastalıklı düşüncelerin, paranoyanın, evhamın dibidir!
Psikolojik olarak insan kendini kolayca daha hasta edebilir veya iyileştirebilir.
5-Hayat güzelliklerle dolu uçsuz bucaksız bir denizdir...o zaman bu güzelliklerin içinde boğulmak kötü bir şey değil!..önemli olan boğulacak kadar olmasa da güzellikleri görebilmektir...ve en önemlisi biz olmasak dahi o güzelliklerin var olacağının ayrımına varmaktır. Buradan şu çıkıyor: biz bütün bu güzellikleri görüp yaşayabildiğimiz için kendimizi şanslı ve ayrıcalıklı hissetmeliyiz..
Bu manifesto bitmez...çok şey yazmak istiyorum  ama uzun yazılar okunmuyor; o zaman yazıyı bir kenara bırakıp hayatın içine dalalım balıklama!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder