16 Aralık 2014 Salı

"saf-2"



*Baştan çıkarıyor beni düşünceler; düşünce suçu işlemeye… yaramın derin olduğu kadar derin düşünceler… güneş kan kaybediyor hızla yükselirken gökte…

 *“ölüm de kendi yokluğuyla parıldıyor” diyor Jean Baudrillard … yokluk varlığın karşıtıysa bu akışta hüz<ünlü bedenlerimiz sorgularken hem varlığı hem yokluğu tüm saflığıyla… kimse ölüp bir yere gitmez; enerji sürekli dönüşür durur… budur işte hem sebebi hem sonucu her şeyin…

* teknoloji hem  hayat verir hem de alır bize her gün defalarca bizden ama bedenlerimize bir şey olmaz gözle görülür… ruhumuz elden gider! Fethettiğimizi zannederken bir sürü kalp, bir sürü kale sonra birden tersine döner ibre… gelsin yenilgiler, sürgünler… 

*işbaşı yaparız fabrikada; her yer bir fabrika… soğuk metaller elleri yakıyor, nefret dolu sözler yürekleri… intihar ederiz kaçmak için her gün kök salamadığımız için ağaçlar gibi… “hoşça kal” deriz sevdiklerimize aptalca yaptığımız şeyler gibi bir çırpıda…

*baştan çıkarıyor tutkular… çocukça yalanlar söyleyip önce biz inanıyoruz kendi söylediklerimize … değiş tokuş ediyoruz  renkli cam bilyelerimizi, pamuklu kumaşlara sarıyoruz kırılgan anılarımızla birlikte… çöle dönüşürken yürekler tüm ufuk çizgileri eğriliyor… eğiliyoruz ritüellerde tanrı ya da yerine koyduğumuz güçler önünde…uzay bükülüyor, zaman kırılıyor tırnaklarımız gibi her gün… her gün sobeleniyoruz bu saklambaç oyununda…

*Katıksız sevgide boğulan var mı hiç? Gerçek evriniyor… sevgi yerini nefrete bırakıyor… kayıtsız kalıyor suç ortağımız yıkılan  sırçadan kulelere… peşi sıra kelimelerin dudaklar kayıtsız kalıyor… gözler  hem suç ortağı hem şahit… kayıtsız kalıyor bu yok olup giden saflığa… Tüm varisler mirasyedi olmak için ellerini ovuşturuyor...

*benden öteye gidiyor nefesim... benden öteye kelimelerim... sonra gerisin geriye geliyor rüzgarla; belkide kimse almak istemediği için! Bazıları hiç nefes almıyor, bazıları hiç konuşmuyor... belkide korumak için o anın saflığını, havanın temizliğini kirletmemek için...işte böylesi hayatlar da var...saygı duymak lazım ama o beyinlerin içindeki düşüncelere de bir şekilde ulaşmak lazım...

* safça inanmak istiyoruz "susan" kişinin gizemli olduğuna ...belki daha çekici... derken aslında anlıyor sonra karşısındaki koskoca bir "hiç" miş, koca bir boşlukmuş; derinlik değilmiş onun içini dolduran... 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder