8 Nisan 2013 Pazartesi

Kırlangıç Fırtınası


Dün  fırtına takvimine bakmak zorunda kaldım; emin olmak için...evet !Doğruydu; tam gününde "Kırlangıç Fırtınası"...Hava birden soğumuştu ve fırtına savuruyordu her şeyi...Yorgun kanat vuruşlarıyla iyice alçalan Leylekleri..."Leyleği havada gördüm"! ama  biraz buruk bir sevinç havanın kasveti içine karıştı...



Halk takvimi, insan-doğa İlişkilerinde doğanın egemenliğine yenik düşmemek için halk tarafından oluşturulmuş ve kırsal kesimde yaşamı yönlendiren bir takvimdir. Geleneksel tarım ve hayvancılığa ilişkin her türlü etkinlik, bu takvime göre düzenlenmiştir.Yöreden yöreye göre değişebilen bu mevsim geçişleri İstanbul ve çevresinde çoğu kez tarım ve hayvancılığın yanında denizle de ilişkilendirilerek İstanbul’a özgü bir halk takvimi oluşturulmuş, eski müneccimler ve takvim hazırlayan kişiler tarafından yazılı hale getirilmiştir...


Kırlangıçlar-daha doğrusu- "sağan"lar geçen haftadan seslerini duyurmuşlardı çığlık çığlık...Acaba Leylekler geldi mi derken göç yolu üzerindeki evimizin göğünden geçtiler...binlerce km lik yolculukları belki daha bitmemişti ama onlar bitik vaziyetteydi!. Gece fırtınayla beraber, şimşek, yıldırım ve sağanak...Yorgun savaşçıları umarım yıldırmamıştır...ve hala göçte olan kırlangıçların bir kısmını yolda telef etmemiştir!.. Tam da uyanmışken doğa;yere yapışıp kalan ve sularla sürüklenen milyarlarca böcek ne yazık ki yarını göremedi! Ama doğa yine de kendi dengesini bulur. Şehrin sokaklarından işe giderken ancak bir kaç kazazede kanatlıyı kurtarabildim(bir anofel,bir süne, bir iki sinek)...Bu gün de soğuk hava, fırtına azalsa da tam dinmedi rüzgar; zaten "kırlangıç dönümü", "kırlangıç soğukları" diye adlandırmış eskiler...kimilerinin gözyaşlarını kurutup, kimilerinin ise  gözlerini yaşlandıracak bir kaç gün daha rüzgar...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder