20 Şubat 2015 Cuma

"Mağara alegorisi"



..."İnsanları, ışığa açılan uzun bir girişi olan, yeraltı mağarası gibi bir yerdelermiş gibi düşün. Çocukluklarından beri oradalar, kıpırdamasınlar diye ayakları ve boyunları zincire vurulmuş, zincirleri yüzünden etraflarına bakmak için başlarını bile döndüremiyorlar ve sadece önlerini görebiliyorlar."...
Platon- "Devlet"

Mahkum edildikleri o mağaradaki insanları  "günümüz Türkiyesi" ndeki dar bir görüş içine mahkum edilen, at gözlüğü taktırılan,  yıllardır uyutulan, masallarla avutulan, gözleri boyanan ve beyni yıkanan kitleler olarak düşünebiliriz...hatta net biçimde de düşünmeliyiz! Asıl sorun bu kadar yıldır doğru diye kabul ettikleri yanlışları onlara göstermenin ve gerçekleri kabul ettirmenin zorluğu! Ama imkansız değil!

Ülkemde  gelecekleri, ışıkları çalınarak karanlığa mahkum edilenleri düşününce bu alegori geliyor akla... Diğer yandan boş yere aydınlatılan "Kaçak Saray" da müsrifçe harcanan elektriğin karşılığı 1.140.567 lira bizlerden çalınıyor...

 











"Mağara alegorisi"nde  mağara içinde sadece önlerini görebilen insanlar nesnelerin gerçek doğasını bilmeden suretlerini görerek, sadece gölgelerden haberdar olarak yaşamak zorunda kalmışlardır... Bu insanlar dünya üzerindeki cahil ve kolay manipüle edilebilen kitleleri temsil eder. Mağaradan kurtulmayı başaran filozof ise nesnelerin gerçek doğasını bilen, değişmez gerçekleri kavrayabilen kişidir.
İlk başta mağaradan dışarı, güneşe çıkan kişinin parlak ışıktan gözleri kamaşır... ve gördüğü fiziki nesnelerden sonra kafası karışır...ama gözleri alışıp ışığın-aydınlığın altında her şeyi açık seçik ve net biçimde görüp kavramaya başlar.

Artık o mağaradan çıkma zamanı... ya da içeridekileri çıkartma zamanı! içeridekiler kendi inisiyatiflerini kullanabilecek durumda değiller; çünkü ebedi karanlığa mahkum edildiklerinin farkına varamayacak kadar mahkumlar ve gerçekleri göremeyecek kadar algıları bozulmuş...yeni olan her şeyden korkan, kaçan ve kötüleyen haldeler...sağlıklı düşünemiyorlar; çünkü sürekli etki altıda işleniyorlar, beyinleri yıkanıyor türlü saçmalıklarla... üç kuruşluk kömüre, elektriği olmayan köyde dağıtılan çamaşır makinesine, makarnaya, market alışveriş çekine ve benzeri maddi yardımlara tamah ettiler, hala ediyorlar; çünkü açlar ya da aç gözlüler!

Şu an "gıda maddeleri fiyat artışı"nda dünya dördüncüsü olmayı başardık! Biraz daha beklenirse kim bilir ne birincilikler gelecek!


Alegori devam ediyor; bu kadar karanlık düşünceler saçan ve insanları karanlık bir geleceğe mahkum eden bir partinin isminin "AK" ve sembolünün  bir ampul olması...

İnsanları ayırmayı hiç sevmesem de şu an bunu yapmak istiyorum! % 50 diye bizi ayıranlar bizim geleceğimizi ve ülkemin geleceğini bu ve benzeri şekilde etkileyemeyecekler!

Son olarak  bu insanların varabileceği son noktayı- bugünlerde üzücü örneklerini yaşadığımız gibi- görüyoruz... İlkel yanların, dürtülerin tam da mağarada yaşayan insan örneğine uygun biçimde cahilce,vahşice, şiddetle yüklü biçimde dışa vurumunu görüyoruz...
















Nurlar içinde yatın! Hiç kuşku olmasın o "nur" lar tüm ülkemi yıkayacak ve gelecek aydınlanacak!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder