5 Şubat 2015 Perşembe

Albatrosun ölümü!

Ne zaman sokağa çıksam bir sürü evsel atığın; uçuşan poşetlerin, cips ambalajlarının, pet şişelerin arasından, pencereden çöp bidonuna nişan alınmış ama isabet ettirilememiş poşetlerden patlayarak dışarı saçılmış çocuk bezi ve pedlerin arasından bir slalom yapıyorum... çöp kutusu, bidonu ve konteynırları yerine tüm bu atıklar sokaklarda ayaklar altında... 

Ne zaman deniz kıyısına insem ağlıyorum! Yaşar Kemal'in yıllar önce yazdığı roman gibi" Deniz Bitti"! Plastik atıklar yüzen adalar gibi akıntıyla oradan oraya seyahat ediyor, sığlıklarda, sahillerde, koy ve dalgakıranlarda yolculuklarını tamamlıyor... aslında dışarıdan bakıldığında ilk izlenim bu; oysa bu plastik atıklar oradan oraya yüzmeye devam edip daha küçük parçalara bölünerek deniz canlıları ve yaşamını denize bağlı olan diğer canlılar için ciddi bir tehlike oluşturuyor.
Aç martıların denizin üzerinde yüzen beyaz bir poşet için kavga ettiklerine çoğu kez şahit olmuşumdur... yenmeyecek bir çok şeyi yuttuklarına da!
Okyanusların heybetli kuşları Albatroslar da bu tehlikenin göbeğide... Okyanuslarda akıntılarıyla dolaşıma giren binlerce ton (270.000 ton) atık, 5 trilyon 250 milyar yüzen plastik cisim ölüm saçıyor. Bilim insanları incelenen atıkların yüzde 90’ından fazlasını oluşturan mikro-plastiklerin, kimyasal zehirleri topladığını; daha sonra bu maddelerin balıklarla diğer deniz canlılarının besinlerine karıştığını kaydediyor. Girdaplarla parçalanan bu plastik atık parçaları okyanusun her yerine dağılmış durumda...

80'li yıllarla birlikte hayatımıza giren ve her gün kullanımı artan bu maddelerden vazgeçmeliyiz!
  

28 Ekim 2011 Cuma tarihli, Nature Morte serimin ilk yazısına geri dönüp alıntı yapıyorum...

                   nature morte -1-

                Zonguldak Limanı-2006 Kışı...

nature morte-ölü( ölmüş)doğa, still-lifestilleben, natura morta…
Natürmort, resim ve fotoğraf sanatında;  konularını canlı varlıklar dışında kalan nesneler, hareketsiz doğa öğeleri, çiçekler, meyveler, küçük hayvanlar gibi vs. vb.den alarak işleyen türdür. Bu tür kompozisyonlarda kullanılan nesneler simgesel bağlantılar açısından da önemlidir…

















Denizlerde görülen kirliliğin neredeyse yarısı insanoğlunun karadaki faaliyetlerinin  sonucudur… Endüstriyel deşarj (petrol, boya, deterjan, ağır metaller, kanalizasyon...), pet şişe, poşet gibi plastik-polimer maddeler; doğada çözünmeyen katı atıklar (plastik suda ancak bin yıl içinde çözünür), madencilik ve denizlere dökülen genel evsel atıkların yarattığı sorunlar… insanoğlu tarafından ortama bırakılan petrol hidrokarbonları deniz canlılarının besin zincirinde önemli etkiler yaratmaktadır. deniz dibinde yaşayanlar hareketsiz veya sınırlı hareket edebilen midye, istiridye, karides ve bazı dip balığı türleri, aşağı doğru çöken petrolden etkilenerek kitle halinde ölmektedirler. Plastik maddeler kuşların, balıkların, deniz memelilerinin derilerine ya da midelerine yapışır kendilerinin ve besledikleri yavrularının ölümlerine sebep olur, petrol ise denizle atmosfer arasındaki oksijen alışverişini engellediği için deniz eko-sisteminde toksin özelliğinden dolayı toplu balık ölümlerine sebep olmaktadır. Yüksek miktarda petrol sindiren balıklar, besin zincirindeki bir üst canlı-deniz memelileri, deniz kuşları ve insanlar tarafından yenildiğinde zehirlenmeye hatta ölüme neden olurlar.


Fotoğraf: Cüneyt Gök- Cevizlibağ-YYÜ terasında... 4 şubat-2015
Albatros'a dün Üniversitenin terasındaki su birikintisinde rastladım... daha doğrusu su birikintisinin kendi Martıdan hallice olduğu için  ben Albatrosa benzettim( çok küçük bir ayakkabı müdahelesiyle)... ve oradan da daha önce de değindiğim bu konulara geldik işte!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder