16 Mayıs 2014 Cuma

başkalarının acısına bakmak...


...sen istediğin kadar "ört" ve "bas" üzerine! güneşi balçıkla sıva, meyve veren ağacı taşla, al mazlumun ahını!...çıkacak aheste aheste her şey ortaya  ama susturulanlar, sindirilenler, satın alınan ve kiralananlar, vicdansızlar, beyni yıkanıp el etek öpenler, körü körüne tapanları ne yapmalı...tıkalı beyin damarlarını, hipnotize edilmiş o boş bakışlı gözleri nasıl açmalı... nasıl?
tüm duyguların yokluğunda sadece nefret körükleyen bir yürek başkalarının acısına nasıl bakar, onların acı dolu yüreklerine nasıl dokunabilir ki?! Aslında "dokunuyor", evet Türkçenin azizliği ile; değmek, el sürmek, temas etmek ve hissetmek anlamında değil de tedirgin etmek, rahatsızlık vermek, sağlığını bozmak  anlamında... ama her iki kullanımda da insanın içine, yüreğine işlemek mümkün!
Artık son dönemece gelindiğini HEPİMİZ HİSSEDİYORUZ! Pişkinliklerin mantıksız ve ruhsuz cümlelerle pekiştirdiği ifadesiz, donuk yüzünde zaman zaman parlayan o sinsi gülümseme bir daha görülmeyecek... kimse incinmeyecek artık patavatsız, hayasız sözlerinden... onun ne cenneti ne de yatacak yeri var!
Dün minibüste, şöförle konuştuk... herkesin  Tayyip'ten yakındığını söyledi ama yine de gidip oy verdiklerini... Bu ne yaman çelişki! Giresun'da köyündeki bir olayı anlattı şöför biraz sonra: "Her tarafa HES yapıyorlar, halk çok uğraştı inşaatları engellemek için ama başaramadı...bizim akraba bu HES işine girmiş... başta çok zorlanmış bu karşı koymalarla ama sonra gidip köyden on kişiyi işe alıp sigortalı yapmış... ardından hiç işe gelmeyen bu adamlara 2'şer bin lira aylık bağlamış... böylece köyü susturmuş"... 100 kişinin düşüncesini değiştirmek yerine o köyden 10 kişinin; yani içlerinden bazılarının görüşlerini parayla değiştirmek çok daha kolay sonuca götürüyor işte! Konuşma devam ederken bizim eleştirilerimize kulak misafiri olan "yandaş" : " "Erdoğan  ölene kadar başbakan, siz ne derseniz ne düşünürseniz! Vatandaşı zengin etti... herkesin altında araba, ben yanımda çalıştırdıklarıma 3 bin lira veriyorum... çalışanlarımı 60 'dan 100 'e çıkaracağım... kimse 3 bin liranın altında maaş almıyor" dedikten sonra ister istemez acı acı gülümsedik...sonra öğrendik ki beyefendinin kendisi "taşeron"muş... AKP'nin tüm klima tesisatı işlerini parmağını oynatmadan alan bu insan zengin olmaz da ne olur? Tayyip dönemiyle ihya olan taşeronlar, birden bire mantar gibi biten zenginleşen yandaşlar... Şöför:-" bir kartın varsa ver yarın yanındayım... biz iki ayda o parayı göremiyoruz"dedi... hala gülümsüyorduk ama; sinirlerimiz bozulmuş olduğundan... adam biraz sonra bizim konuşmamızın ortasına yeniden daldı... eeee! tabi patron inşaata baret alır, güvenli iskele kurdurur da, siz baret takmaz kafanıza bir şey düşerse ya da  siz düşerseniz o sizin kabahatiniz... madendekiler maske takmamışlar...hem de içeri
de sigara içersen olacağı o".... Elimi yumruk yaptım... içim buruk acı, ineceğim  duraktan bir durak önce indim... inerken göz göze geldik; bana nefretle baktı... tıpkı başbakanın baktığı gibi...
işte bu yüzden hesap sormalısınız... sormalıyız bile bile ölüme gönderilenlerin anısına... örtbas edilen, üzeri kapatılan diğer eski hesaplar gibi olmadan, HESAP SORMALIYIZ!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder