20 Ocak 2012 Cuma

Ne istiyoruz bedenlerimizden?

                           Fotoğraf: Cüneyt Gök
İnsanlık tarihi içinde,  insan doğasına baktığımızda hep bir karşılaştırma ve kendini "bir başkasına benzetme" ile süregelen bir güzellik arayışı görülür ...bedenimizi tam anlamıyla, olduğu gibi sevemiyor, hep bir kusur buluyoruz...belki de hayatta kendi seçimlerimizi kullanamadığımız konulardan biri de bu...anne-babayı, ismimizi seçememek gibi "kendi bedenini seçememek"...Kimliklerimiz cinsel tercihlerimiz çerçevesinde ama asla tam anlamıyla özgür olamayacak biçimde şekilleniyor. ..."değişim" için her yol mümkün ve  mübah...ölesiye rejim de, 144 estetik ameliyat, cinsiyet değiştirme operasyonları da...saç boyası da, "mutluluk çubuğu"protez de ...
beğenmek, beğenilmek ve kabul görmek için tüm çabalar...Ama Balzac'ın dediği gibi "çoğu zaman kusurları gizleyen bir örtü" dür güzellik... Kusursuz güzellik, mutlak güzellik yoktur...Bu arada, medyada her fırsatta boy gösterenler de bir misyon üstleniyorlar.( "idealize edilmiş"ler işleri karıştırıyor ve yangını körüklüyor!). Toplumun ve kültürün beden-özne ilişkisinde değiştirip dönüştürdüğü bedenlerin dışında asıl sorun değişen bedenlerle, değişen kimlik ve kişilikler...kendi içinde kişilik çatışması kaçınılmaz...çünkü yeni kimlikler eski beden ve kişiliğe tam olarak uymuyor...

"Obezite", halk arasında bilinen adıyla şişmanlık, vücutta fazla miktarda yağ birikmesi sonucu ; besinlerle alınan enerji miktarının, metabolizma ve fiziksel aktivitelerle tüketilen enerji miktarını aştığı durumlarda ortaya çıkan bir hastalıktır. "Kendinle barışık olma durumu", "1gram et 1000 ayıp örter" düşüncesiyle değerlendirilebilir!. Bazılarına "su içse yarıyor". Risk miktarını görmek için bel çevrenizi bir ölçün. Erkek için risk 94cm de başlayıp 102 cm ye ulaştığında yüksek risk sayılıyor. Kadınlar için ise bu rakamlar 80cm ve 88cm. 


"Anorexia" ise insanların kendilerini açlığa mahkum ettikleri bir yeme bozukluğudur. Sanatçı, fotomodel camiasında dikkat çeken bu rahatsızlık; genellikle ergenlik dönemindeki gençlerde görülüyor. Kilo kaybı genelde hiç yemek yememe, aşırı egzersizler, diüretik ve laksatif ilaçların kullanımı ile ortaya çıkıyor. Anorexia problemi yaşayan kişiler çok aşırı derecede kilo kaybederler ( kiloları normalde olmaları gereken kilonun % 15 ‘ı kadar daha azdır). Anorexia problemi olan kişiler kendilerini aşırı kilolu görürler!...İkisi ortasında bir yerlerde olmak en güzeli...


 








Bütün bu farklı olma ve güzel olma arayışı içinde "jiletçi"ler var; tek satır boşluk bırakarak jilet atan,  "Müslüm Baba"yla anılan... "piercing"ciler var Guiness rekorlarını zorlayan...
Eski Mısır'da Firavunlar göbeklerini , Romalı askerler cesaret simgesi olarak göğüslerini, Mayalarda ruhani liderler dillerini  deldiriyorlarmış. Victoria Döneminde ise soyluların meme uçları ve cinsel organlarına piercing yaptırdığını biliniyor...sonra nerdeyse tüm vücuda aylarca acı çektirilerek sabırla yaptırılan  dövmeler de var ...en zararsızı vücut boyama ...dövme gibi kalıcı olmasa da vücut boyama da sanat bir  haline geldi artık.  İlkel toplumlardaki inanış ve gelenekler günümüzde de devam ediyor. Afrika, Avustralya, Yeni Gine vb.yerlerde burun deliklerine, hayvan kemiği vb.,  halkalar takıldığı gibi  boyunlarına halka geçirerek uzatma geleneğini devam ettiren Kuzey Tayland’daki Padaung kabilesinin kadınları var listede...( bu alanda rekor kayıt 40cm), yine Afrika'da Mali, Etopya vb.yerlerde, bazı kabileler dudakların içine, ağıza, kulaklara dairesel tahta plakalar "pelele"ler takıyorlar;  ki bunu da güzel görünmek için yapıyorlarmış! tüm bunlar bizim için uç örnekler olsa da onlar için doğal bir gelenek ve böyle daha güzeller!.


-DEVAM EDECEK-

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder