7 Ocak 2012 Cumartesi

insanlar



Tüm canlılar karşılıklı ilişkiler ağıyla birbirlerine bağlıdır. Evrenin kendi içinde çelişkiye düşmesini engellemek belki bizim kontrolümüz dışında ama yaşamın içindeki hassas dengelerin bozulmasında pay sahibi olan insanın, silahın bir gün(bu her zaman olabilir) geri tepebileceğini unutmaması gerekiyor…Diğer yandan “dünya” kötü görülen yanları ile insan duyarlılığına karşı sürekli bir saldırı içinde. Bahsettiğimiz dünya bildiğimiz tanıdığımız, hissettiğimiz “dünya” değil; bize “gösterilen”; hayal gücümüzü, yaratıcılığımızı ve algılarımızı içinden çıkılmaz derin bir körlüğe düşüren ya da körelten yapay, sanal bir dünya... Kimileri her şeyden kaçıp kendilerini bu dünya içinde uyuşturup, gerçek hayatta peşine düşecekleri başarıları bu sanal dünyalarda ararken, kimileri için ise "gerçek yaşam" savaşında hayatta kalma mücadelesi hayatın tek gerçeği…iş bulmak, çalışmak, karnını doyurmak, varsa ailesini geçindirmek, barınmak, ısınmak...insanca yaşamak en doğal hakkı iken bir çoğuna sahip olamıyor... Kişi olarak kaygılarımız dünya için kaygılarımızı geri plana itiyor. İnsan çevresiyle ilgili zihinsel yapılanmasını değiştirebildiğince kendini suçsuz ve hatta yaptıklarında haklı çıkaracaktır. Gerçeklerin farkında olupta; tüm olup bitene seyirci kalmak mahkum edildiğimiz yeni yaşama biçimimiz mi yoksa!.. biz hayatın bir parçasıyız. İnsanız. son derece gerçeğiz ama bu gerçekliğimiz bazen diğer insanlar arasında bir yabancı gibi yapa yalnız yaşayarak ölmemize engel olacak bilinçte değil. sabırla koruk şarap olurmuş; sabır mı zaman mı kazanır?! …zaman dişimi de çürütüyor ruhumu da… bunu kimsenin bilmesini bekleyemem anlatmadıkça; insanlar dinlemeyi değil anlatmayı severler aslında ama anlatsan da gerçekte çok az insan dinler seni …paylaştıkça paylaşılan şeyin değeri arttığı söylenir de biz pek bir şey arttıramıyoruz… Yaşadıklarımızı, sahip olduklarımızı paylaştıkça değeri artar. Konuşmuyoruz, söylemiyoruz, paylaşmıyoruz… Zamanla mekanik, içe dönük bir yaşama itiliyoruz… Teknoloji bizi hipnotize ediyor ve teknolojik “oyuncaklar” dış dünyadan daha da yalıtılmış kişilere dönüştürüyor bizi... İnsan yarattığı sorunları düşünmek için bir an durduğunda; onlar içinde kaybolduğunu fark eder, sorunlar büyüdükçe kendini zayıf ve aciz hisseder... Hepimiz gerçekte savunmasız canlılarız... Silahların, sığınakların, bir başkasının, paranın, erişilmez düşlerimizin ve kendi yarattığımız hayal dünyasının arkasına sığınan savunmasız canlılarız...İnsanlarız...insanlar "biziz"!
Söz-Müzik: Cüneyt Gök-1991

biz ne istediğini bilmeyen...ne istediğini bilmeden bekleyen
insanlar biziz...insanlar biziz
her girdabın içine
her rüzgarın önüne düşen biziz
insanlar biziz...insanlar biziz
tükenen zamanla biz de tükeniriz
yitip gider bir bir sevdiklerimiz
insanlar biziz...insanlar biziz

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder