12 Ocak 2012 Perşembe

"Emek" - "Ekmek"



"Ekmek aslanın ağzında" deriz...hele hele şimdilerde daha da çok...
Tüm koşuşturmalarımız, emeklerimiz  "ekmek" parası için değil mi?!" Allah rızası için bir ekmek parası" diye dilenenler mi istersiniz...Orhan Veli misali "böyle havalarda" eve ekmek ve tuz götürmeyi unutanlar mı? Çeşit çeşit insan bulmak mümkün.Karnını kuru ekmek ile doyuranların kendini şanslı hissettiği zamanlar olduğu gerçeğini unutmadan şükretmek lazım boğazımızdan bir lokma yemek girdiğinde! 


Bazıları ekmek arası sever; pratik bir yeme şeklidir: Anne"Şenol gelesin, yağlı ekmek yiyesin" diye seslenir sokakta oynayan çocuğuna, kimisi margarin sürer sadece, kimisi salça, kimisi eski kaşar koyuverdirir köşedeki bakkala...kızarmışı, bayatı, çıtır çıtır fırından yeni çıkmışı...kedisi, köpeği, güvercini, martısı...neredeyse tüm canlıların yediği bir "nimet"tir ekmek...Yerde görüp alır, öpüp başımıza götürür, üzerine basılmasın diye yüksekçe bir yere koyarız. Belediyenin Halk Ekmek kuyruklarında bekleyerek en az beş tane alırız; ne de olsa aileler kalabalık...ister çorbaya doğra, ister yemeğin suyuna bandır, ister salatanın sosunda "şamandra" yap..bayatlarsa korkma boza yaparsın, sobanın üzerinde kızartırsın olmadı sütçünün ineklerine yollarsın...en güzel köfte bayat ekmek içiyle olur(çoğu kişi galeta unuyla yapıyor artık) ...Bir de başın üstünde ekmek kırma olayı vardır; yemin eden kişi yeminini bozmak isterse..."başımın gözümün sadakası" olsun diye başın üzerinden ekmek ve tuz çevrilip ihtiyacı olana verilir hala...eski Türk geleneklerinde ölünün mezarı üstüne, arpa, buğday serpilirmiş, bir çok hayvan da karnını doyururmuş bunlarla; böylelikle ölü sevap kazanırmış... günümüzde de ölünün çıktığı eve yemek ve ekmek gönderilir...aslında hepimiz için olmasa da bir çoğumuz emek, ekmek, insanca bir yaşam ve haklarımız için  mücadele veriyoruz. Kırıntısı bile kıymetli olmalı ekmeğin! ama insandan daha fazla bir serçe için…Hansel ve Gretel masalında Hansel’in dönüş yolunu bulmak için arkada bıraktığı ekmek kırıntılarını nasılda yemişti kuşlar…(tek bir kırıntının bile  bir karınca için ne kadar daha değerli olduğunu unutmayalım!)
Emeği ekmeye dönüştüremediğinde hiç bir şey karşılık bulmuyor tam anlamıyla ...bir yandan bir çok insan işten çıkartılıyor, "ekmeklerinden oluyor", diğer yandan ekmeğe zam yapıldıkça birileri daha da aç kalıyor...bir başka açıdan bakıldığında ise tüm bunlara rağmen korkunç bir ekmek israfı var...işte bu insanlar, savaş zamanı ekmeğin karneyle verildiği günleri masal gibi dinlemiş ama o dönemi yaşamadıkları için kıymetini de bilemeyecekler , ihtiyaçlarından fazla alıp sonrada çöpe atacaklar yine...Gerektiği kadar tüketelim!.. bazı fırınlarda "askıda ekmek" uygulaması harika bir düşünce!...ekmek alan kişi bir iki ekmeğin parasını daha verip ihtiyacı olanın alması için rafa koyduruyor, ihtiyacı olan da fırından gidip alıyor! Kış nereden baksanız iki ay daha devam edecek...dışarıda yaşamak zorunda olan insanlara yardım elini uzatalım... sokak hayvanlarını, barınaklarda uygunsuz şartlarda ve aç olanları , karla kaplı yerlerde bir çok canlıların yiyecek bulamadığını düşünüp onlara yardım edelim...onları yaşatmak için bir lokma eksik yesek ölür müyüz!



               Fotoğraflar: Cüneyt Gök 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder