6 Aralık 2013 Cuma

tarihten bir kaç sayfa...



                                                                                               "Satrap"...
                 
Teksas 'ın (nam-ı diğer:ÇELİK BLEK) "Yarasa" adlı macerasında karşıma çıkmıştı bu kelime...bu macerada balmumundan yapılma bir "satrap heykeli" vardı...Satraplık, İran medeniyetinde ülke topraklarının ayrıldığı idari birimlere (eyaletlere) verilen ad veya Persler'in valilik atamaları olarak da adlandırabileceğimiz sistemmiş.. Ülke satraplık adı verilen eyaletlere bölünmüş. Satraplıklar "satrap" adı verilen ve Pers soyluları arasından seçilen kişiler tarafından yönetilmiş...
I.Darius tarafından geliştirilmiş sistem M.Ö. 340 yıllarında kullanılmaktaymış...Persler Ege Denizi’nden Hindistan’a kadar olan topraklarını yönetebilmek için bu satraplıkları kurmuşlar. "Satrap"kelimesiyle "Karya" topraklarına bağlanıyoruz; zira "Persler"in Ege'de de egemenliği ve satrap yönetimi söz konusu olmuş tarihin sayfalarında...




ZEPHYRUS,Batılı rüzgarlar ve onun kişiselleştirmesi için Eski Yunan dilinde kullanılan bir kelimedir... Latince'deki karşılığı "Favonius'tur.
Zefiriya, Bodrumun da ilk adıdır...
Halikarnas Balıkçısı, Cevat Şakir Kabaağaç " Bodrum için, İlk önceleri şehir mavi esen delikanlı meltem tanrısı Zefiros’un adından Zefiriya diye anıldı" der...Rodos Sen Jan Şövalyeleri Halikarnas’ta da koca bir kale yaptılar ve havari Sen Piyer’e adadıkları için, adına Petronium dediler. Petronium sözünü Türkçe’de "Bodrum"a çevirdiler ki, bu ad Zefiriya, Halikarnasos, Petronium'dan sonra şehrin dördüncü adıdır...


Karyalılar, MÖ 2. bin yılın sonlarından itibaren güneybatı Anadolu'da varlıkları bilinen ve Karya  uygarlığını kurmuş kavimdir...Başkentleri başlangıçta Mylasa'da (Milas) iken, MÖ 4. yüzyılda Mausolus tarafından Halikarnas'a (Bodrum) taşınmış, ancak Mylasa da önemini korumuş...
 ve Cevat Şakir devam eder tarihin sayfalarında bizi dolaştırmaya..."Artemisiya adlı ikinci bir Halikarnas kraliçesi, ölen kocası Mausolos adına, dünyanın yedi harikasından biri olan “Halikarnas Mausoleum”unu yaptırdı...













"Venüs'ün Doğuşu" tablosu

Zefirus, yunan mitolojisinde baharı simgeleyen tatlı ve hafif batı rüzgarının tanrısıdır.Bu tabloda Zefirius'un nefesiyle kıyıya taşınıyor istiridye kabuğu...Zefirus'a sarılı duran yarı-çıplak kadın ise sonradan Flora'ya dönüşecek olan Chloris'tir. Çiçek tanrıçasıdır ve baharın simgesidir. Zefirus bir peri kızı olan Chloris'i kaçırmış ve sonradan da onunla evlenmiştir.Zefirus ve Chloris'in(baharı simgelerler) etrafında güller uçuşmaktadır... 

Neyse konuya geri dönelim...Tüm istilalara, doğal afetlere karşın Mausoleum İS. 1406 yılına dek ayakta kalmayı başarmış. Ta ki Alman mimar Schegelholt tarafından yapılan St. Peters kalenin yapımına dek... Bu zamana dek 1500 yıl ayakta kalmış...Sadece basamakları görünen yapının derinlerine giderek elde ettikleri mermeri yakıp kireç yapılmış,bazı kabartmalar duvar taşı olarak kullanılmış,bazılarının üzeri silinerek oymalar kazınmış...Yine o günler ile ilgili bazı gerçekleri şöyle anlatıyor Cevat Şakir: 

"Büyük İskender şehri sardı, dış duvarları ele geçirdi, ama iç duvarları alamadı.Yüzyıllar geçti. Haçlılar, Kudüs’e giden deniz yollarını kendi egemenliklerine almak ve Anadolu kıyılarında korsanlık etmek için Rodos adasını genel karargah edindiler. Anadolu kıyılarında ve adalarda büyük kaleler kurdular. Bu arada Rodos Sen Jan Şövalyeleri Halikarnas’ta da koca bir kale yaptılar. Kale, yan yana hilal şeklindeki limanların tam ortasındaki yarımadanın üstündedir.Kat kat beden duvarlarıyla sarılı kalenin yapılışını, şövalyelerin mühendis ve mimarı Schlegelholt anılarında şöyle anlattığından bahsediyor: Kale duvarları için taş lazım olmuş. Bu sebepten Halikarnas Musoleum’unu kırmışlar! Adam yaptığı bu marifeti anlatırken, aynen şu sözleri kullanıyor;Alaşağı ettik, kırdık, parçaladık”...

mausoleum_maussolus3.jpgKırılan, dökülen, tahrip edilenlerin ötesinde bir de yurt dışına çıkarılan, kaçırılan binlerce eser var...yurt dışındaki müzelerde kabaca tahmin edilen 10 binden fazla yapıtımız olduğu söyleniyor...1875 de Sir C. Newton kazılara başlamış ve bazı friz, Mausoleon ile Artemision’un heykelleri, büyük aslan heykelleri de İngiliz Britich Museum’a taşınmış...
British Museum müdürünün Halikarnas Balıkçısı Cevat Şakir‘e verdiği alaylı yanıt da düşündürücü:“Biz bunları gizlice kaçırmadık, padişahın onayıyla götürdük. Mal bizim olmuştur. Siz derdinize yanın!…"



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder