19 Ağustos 2013 Pazartesi

"incir çekirdeğini doldurmayacak şeyler II"

Daha önce de "incir çekirdeğini doldurmayacak şeyler" adı altında yazmaya başladıklarım -ki belki de doldurur!_ pek anlaşılmadı diye düşündüm...her nesne ve canlı bize esin kaynağı olabilir, başka şeyleri çağrıştırabilir; hele hele hikayeleri olanlar...mesela incir (ficus carica.)...hepimiz görmüşüzdür; kurutulmuş yapraklar üzerine  benim de denediğim gibi resimler çizile gelmiştir ama bu işi başka boyuta taşıyanlar var...


Yapraklarındaki süt, "incir sütü" olarak bilinir ve halk arasında siğillere karşı kullanılır. Türün taze yaprakları ise, lapa halinde yaralara karşı tedavide halk ilacı olarak kullanılagelmiştir. Meyvesinin  ise bir çok canlı için besin değeri yüksektir. Adem ve Havva incir yaprağı kullanmış mıdır bilinmez ama çizimlerde karşımıza  öyleymiş gibi çıkabilir!..













İncir yaprağı yerine "asma yaprağı" daha kullanışlı demiştim; denemeden bilemezsin!!!

Farklı cins, muhtelif boyutlarda ve doğal olarak bulabilirsin! 




Kız kulesinin hikayesinde de incir geçer: Bizans döneminde M.Ö. 24 civarında bir gün bir falcı, krala kızının yılan sokması sonucu öleceğini söylemiş. Kral da bunun üzerine yılanların ulaşamayacağı, denizin ortasındaki bu kuleyi, kızını içinde yılanlardan koruma amaçlı inşa ettirmiş. Kız, kulede yaşamaya başlamış. Bir süre de yılan sokmasından korunabilmiş ta ki ona getirilen bir incir sepetinde yaprakların altında saklanmış olan yılan çıkıp onu sokuncaya kadar...




Bir de film çekilmiş  bu yıl: "Süper İncir"...Tarih öncesi bir dönemde yaşayan Seikilos intihar etmeye karar verir ve bunun öncesinde Mısır'dan çağırdığı ustalara kendisini ve öldürdüğü aşkı Euterpe mumyalatmaya karar verir. Aradan geçen binlerce yılın ardından Ege bölgesinde yaşamakta olan bir çoban, mezarı kazara açtığında Seikilos beklenmedik bir şekilde canlanır. Gözlerini açtığında ebedi aşkını mezarında bulamayan Seikilos onu aramaya başlar. Bu sırada yolu Mustafa ve Hatice ile kesiştiğinde ilginç bir macera başlar. 
Kerem Sarı'nın yazıp yönettiği filmin başrollerini Volkan Baş, Zafer Kaya ve Ece Yentür paylaşıyor.

Bahçemizdeki zavallı incir ağacı her şeye rağmen - rüzgarda ortadan kırılmasına rağmen-meyvelerini bize sunmayı başardı...biz derken konu komşu ve kuşlar, böcekler işte...serçe, sığırcık, baştan kara ve papağanlar...(papağanlar körfez savaşından etkilenip tüm Avrupa'ya yayılmış ve uyum sağlamış İstanbul'da olduğu gibi Londra'da da on bin civarında yaşadığı sanılıyor)... dalları yorgun, gövdesi yorgun, yaprakları sıcaktan kavrulsa da o nefis meyvelerini, "yemiş" lerini yemeye devam ediyoruz!







Balık mevsimi , av yasağının kalkmasıyla birlikte bolluk içinde geçecek diye ümit ediyorum!..boş tezgah çekmeyi sevmem önce balıkçıların tezgahlarında da incir yaprağı güzel bir altlık olarak karşımıza çıkar sonra gelsin balıklar!..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder