15 Mayıs 2013 Çarşamba

vargel...çıksalın...vargit

İnsan o eski mahalle hayatını ve  komşuluk ilişkilerini özlüyor. Mahalle adlarına bakınca illaki bir hikayesi vardır diye düşünüyor o günleri yaşatan... ama ulaşamıyor insan çoğunun hikayesine...Şimdi "ortasından başladın" diyeceksiniz ama öyle icap etti...

Bazı mahalle ve semtlerde ve sokaklarda hala geleneksel ilişkiler ve yaşam biçimi sürmekte işte onlardan biri de "Çıksalın"...Okmeydanının arkalarında bir yerlerde, biraz tepede bir yerde... oradan bir önceki ya da sonraki durak da Bademlik...böyle olunca oraların eskiden ağaçlarla dolu olduğunu, insanların da çıkıp Haliç'i seyrederek piknik yaptıkları bir sayfiye yeri olarak hayal ediyorum...oradaki ağaçların dallarına da sanki salıncak kurulurmuş gibi bir hayal gücü işte...





"Vargeller" Zeytinburnu'nda bir mahalle minibüsle geçerim bazen...ama hiç oturup düşünmemiştim...geçenlerde bir belgeselde nehri üzerinden karşıdan karşıya geçmek için gerilen halattan  ipe baplı bir makara yardımıyla geçildiğini gördüm"vargel" diyorlardı adına ...bir tür ilkel teleferik ...Belgesel 1969 yılında Devrimci Gençler tarafından İstanbul Boğazı’na yapılan köprüye karşı, "İstanbul boğazına değil, Zap'a köprü" sloganıyla Hakkari’de yapılan ve 11 yıl önce ‘güvenlik’ gerekçesiyle bombalanan 'Devrimci Gençlik Köprüsü üstüne bir belgeseldi...sonra 2010 yılında yeniden aynı çabayla; "barış ve kardeşlik" için onarıldı...
"Vargel"in diğer anlamı ise ; üzerine işlenecek parçanın bağlı olduğu kızağın ileri geri hareket ettiği, kesici bıçağınsa sabit olduğu bir tür planya tezgahı. Vargel, ağır ve büyük parçalara düzgün bir yüzey vermekte kullanılıyormuş...Peki dedim burada nehir yok, planya tezgahlarından mı bu adı verdiler?!...



biraz daha inceleyince Vargelin bir çeşit çiğdem olduğunu öğrendim...o zaman dedim buraları yemyeşil topraklardı ve bahar geldi mi her yerde çiğdemler" varge"ler açardı...ismin kaynağının bu olduğunu hayal ettim! Şehrin biraz dışına çıkınca o kuru yaprakları engel tanımaksızın delip geçen çiğdemlerle karşılaşabilirsiniz...sağda solda kalan bir avuç toprakta da...Gusgudana, vargit, güz çiğdemi, colchicum autumnale...Vargelin tam tersi Vargitler vardır bir de.. her eylül geldiğinde Karadenizli yaylacılar biraz hüzünle vargitleri gözlemeye başlar... onlar açınca gitme vakti gelmiş demektir... “Karadeniz bölgesi insanlarının doğal yaşam biçimlerinden olan yayla göçlerinin zamanlamasını göstermesi açısından “Vargel” ve “Vargit” çiçekleri büyük önem taşırlar. Birbirlerinden tamemen farklı olan bu iki çiçekten “Vargel” yaylalara gelme zamanının geldiğinin habercisi olup ; “Vargit” ise yaylaları terk etme zamanının geldiğinin uyarıcısı...




Sonuç olarak hayatı anlatıyor bu sıralama varıp gelenin  çıkıp salınması ve gitmesini...o yüzden Çıksalın'dan başladım!...ama hayat sen güzel bir salıncakta sallanmak istesen de köprüsü olmayan bir yerde, bir nehrin üzerinde bir "vargel" de sallayabiliyor seni!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder