30 Ocak 2012 Pazartesi

elma...dünya

Elma bir günah nesnesi mi dir? sorusuna verilecek cevabım: "sert ve sulu olanı makbuldür" ...hem de kabuklarıyla, ısıra ısıra yerim olacaktır!. Oysa "elma", Adem ve Havva'nın başına gelenlerden sorumlu tutulmuştur hep. Yaratılan ilk insan Adem ve Havva'nın başına gelenleri şöyle bir hatırlayacak olursak; ilk günahını işleyenler olarak anılmışlar ve elma da bir günah nesnesi olagelmiştir.  Cennette yasaklanan ağaçtan  elmanın kopartılması ya da Havva'nın Ademi elmadan ısırması için ikna etmesiyle "düzen"i temsil eden Tanrıya karşı gelmişler, onun yasakladığı iki ağaçtan biri olan "Bilgelik Ağacı"ndan meyve yiyerek şeytanın safına geçmişlerdir... bunun cezası ise cennetten kovulmak, ölümlü olarak "kaotik" dünyaya yollanmak olmuştur...diğer ağaca gelince "Hayat Ağacı"; işte Adem ile Havva'nın dünyaya indirilmelerinin nedenlerinden biri de bu ağaçtan uzak durmalarını, ölümsüzlüğün sırrına ulaşmamalarını sağlamaktı...onlar "Bilgelik Ağacı"nın meyvesini yiyerek değişim ve dönüşümü başlatmışlardı; edep yerlerinin belirmesine yol açmışlardı; cinsellik-üreme ayrımına varmışlardı.....ölümlü ve günahkar "insan"dılar artık...sorun elma ya da meyve sorunu değildi sorun Tanrısal bilgiye ulaşma isteğiydi...o yüzden elma masum bir meyvedir, tıpkı Havva gibi...



1998 yapımı Garry Ross'un "Pleasantville"-"Yaşamın Renkleri" filminde deki göndermeler hep hoşuma gitmiştir. Sorunlu bir geleceğin söz konusu olduğu dünyadan, doğa üstü bir biçimde bir Tv dizisi içine dahil olan iki kardeş hem kasabayı değiştirecekler hem de kendileri değişeceklerdir.. Dizinin geçtiği kasabadaki gerçekliğin içinde hiç sorun yoktur, herkes halinden memnundur. Siyah-beyaz dünyaları aslında bir tekrar ve inkar üzerine kurulmuştur...bilgiler ve dünyaları kasaba ile sınırlandırılmıştır...kitapların içi boştur...iki kardeşin onların dünyasına getirdikleri bilgiler onları değiştirmeye başlayınca, sistem-düzen bu değişimin karşısında ırkçılık ve vandalizm boyutlarına varan tepkiler verir... öğrendikçe bilinçlenen gençlik ise onları durduracaktır...gayet masumane biçimde yaşanan bir elma kopartma ve yeme sahnesi ve yine aynı şekilde "çıkma teklifi" dışında bir cinsellik keşfedilir ve yaşanır...  gün geçtikçe renklenen dünyalarında   en önemlisi cesaret etmeyi ve inanmayı öğrenirler ve Pleasantville dışında da bir dünya olduğunu...

Gelelim Newton'a... elma kafasına düştüğünde o ağacın altında neler düşünüyordu...tabi ki "genel çekim yasaları"...daldan kopan elma niye yukarı doğru değil de aşağı yere düşüyordu?!...ay ve yıldızlar niye düşmüyordu vs.vb...? gibi ...yeryüzündeki yer çekimi kuvvetini ve  daha  bir çok sorunun cevabı onun başında patladı!...sonuçta düşünüyor ve cevap arıyordu...gökten inen bir vahiy değil sadece kafasına düşen bir elmaydı...

13.yy. sonu, 14.yy başı İsviçre'de yaşadığı rivayet edilen William Tell (Guillome Tell) okçulukta nam salmıştır...o sıralar despot Vali Gessler, şapkasını meydana astırmış ve herkesin o şapkayı selamlamasını istemektedir...Bir gün Vali şapkasını selamlamayan Tell yakalatıp, Tell'in oğlunun başı üzerine koyulan elmayı vuramaz ise ikisini de idam ettireceğini söyler...Tell vuruşu gerçekleştirir, elmayı ikiye böler...bu atışı yapmadan eline iki ok almıştır biri elma için ; ama elma yerine oğluna isabet ederse ikinci ok Vali için olacaktır...bunu fark eden Vali onu hapsettirir...

Masal kahramanı Pamuk Prenses'in taş kalpli üvey annesi kendisinden daha güzel olduğu için onu bir avcıya vurdurmak ister ama avcı onu kandırır ve vurduğu ceylanın kalbini Pamuk Prensesinmiş gibi Kraliçeye getirir. Bir gün gerçeği aynasından öğrenen Kraliçe ormanda Yedi Cücelerin yanında kalan prensesi bulur ve ona zehirli, kırmızı elmalardan birini vermeyi başarır... Pamuk Prenses elmadan bir diş alır, elma boğazına takılır ve onu sonsuz bir uykuya yatırır...devamını herkes hatırlıyordur...

Son olarak elma kurtlarından bahsedeceğim; en makbulü sert ve sulu olanıdır demiştim başında elma için...bir de kurtlu olanı diye ekleyeyim...organik olana, ilaçsız olana kurt girer çünkü...bol elmalı günler!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder