Fotoğraflar: Cüneyt Gök
Önceleri "parasol" (para: durdurmak, sol: güneş) adıyla anılan şemsiyenin; Eski Mısırda koruyucu bir niteliği olduğuna inanılırmış!... Çin'de kağıttan yapılma şemsiyeler daha sonra reçine sürülerek su geçirmez özelliğe getirilmiş ve yağmurdan korunmak amaçlı kullanılmış ... Batı dünyasında ancak 16 yy.de yaygın olarak kullanım bulmuş.
Rüyada yağmur yağarken şemsiye ile yürümek üzüntülü ve sıkıntılı anında yardım edecek bir dost ve güvene, kapalı şemsiye ise iyi bir işe işaret edermiş...
Rüyasında kendini büyük bir plaj veya bahçe şemsiyesinin altında gören her türlü dert, sıkıntı ve tehlikeden uzak olurmuş...
Fotoğraflar: Cüneyt Gök
1-iki polis arabası
ıslak camın ardında
renkli flaşörleri
ulaşıyor yüzüme
oradan dalgın bakışlarıma sızıyor
sohbet eden iki kişi
sokağın ortasında
benim sohbetim
boş sandalyeyle
bira bardağındaki kabarcıklarla…
ayakkabı içinde üşüyen parmaklar
olmayan sobanın üzerinde
kuzu kestanelerle
öğleden sonra uykusu düşüne götürüyor beni
parkamın kolu içinde kedimle...
15 yaşım
lüfer akını...
ateş böcekleri ve şeytan minareleri
sandalın kuytusunda
sağanak…
gemici feneri üstünde pişen
“isli” kocabaş istavrit
3’lük papakosti şarap...
Hiç bir şey düşlerden daha sıcak olamaz…
2-tenekeciler çarşısında
vuran çekiçlerin sesi değil
duyduğun...
"sevişmesi" uzak ağaçlardaki yaprakların
yağmurla...
yağmurla...
kalmak çok mu zor
biraz daha...
eğer öyleyse
yolunu hiç değiştirme
hiç uzatma...
hele hele yağmurda
kimse
yapmaz bunu
eğer şemsiyesi yoksa...
tabii bir de sevmiyorsa!
3-sana hep gerçekleri
söyledi sandın
yağmayan yağmurun
şemsiyedeki sesi
sana hep
sana hep…
pıt
pıttt
pıt...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder