Yunan mitolojisinde Kronus, babası Uranüs'ü hadım edip cinsel
organını denize atar; böylelikle deniz döllenmiş olur ve Venüs(Yunan mitolojisinde Afrodit, Roma mitolojisinde ise Venüs olarak bilinen güzellik ve aşk tanrıçası)denizden;köpükten doğar...İstiridye kabuğu üzerindeki Venüs, Zefirus (Yunan mitolojisinde baharı simgeleyen tatlı ve hafif batı rüzgarının tanrısı)'un nefesiyle sürüklenip Kıbrıs'ın güney batısındaki Baf (Paphos) kıyılarına çıkmıştır. Bu arada, tablodaki istiridyenin vulvayı (kadın üreme organları)simgelediği üzerine de görüşler var!..
Zefirus'a sarılı duran yarı-çıplak kadın ise kaçırıp evlendiği; sonradan Flora'ya dönüşecek olan peri kızı Chloris( baharın simgesi çiçek tanrıçası)dir. Bu yüzden etraflarında güller uçuşmaktadır.
Kıyıya adım atmak üzere olan Venüs'ün sağ tarafında görülen bir Hora ise, Venüs'ün üzerine çiçek desenli bir pelerin örtmek için ona doğru uzanmakta... Yunan mitolojisinde, Zeus'un kızları olan Hora'lar mevsim tanrıçalarıdır. Klasik sanatta Hora'lar geleneksel olarak üç güzel genç kadın olarak resmedilir. Bu tanrıçalar bazen, mevsimsel bereketle bağıntılarını simgelemek üzere bitkiler ve çiçeklerle gösterilirlerdi. Bu resimde de Hora'nın üzerindeki giysideki çiçek desenleri ve göğüs kısmına sarılı gül dalları Hora'nın baharla ilişkisine bir gönderme yapıyor. Yani bir bakıma bu tablo aynı zamanda baharın gelişini de anlatmaktadır.
Angela Strassheim, Botticelli’nin «Venüs’ün Doğuşu»
tablosunu farklı bir biçimde yorumlamış...bu klasik kültürel temaya tüketim ve sanayi toplumunun
göstergeleri ile sosyal bir yan katmış!.. istridye kabuğu yerine plastik leğen ve inci tanesini çağrıştıran plastik bir top...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder