8 Şubat 2012 Çarşamba

doğayı gözlemlemek -1-


İnsanoğlu var olduğundan beri doğanın gizini çözmeye, onun dilini anlamaya çalışmıştır. Böylelikle yaşamı kolaylaşır, doğanın bereketlerinden faydalanabilir, tehditlerine karşı önlem alabilir...Meteorolojik olaylar kaotik bir döngü içinde gelişir ama binlerce yıl içinde insanların tutmuş olduğu kayıtlar üzerinden üç aşağı beş yukarı bir ülkenin, bölgelerin hava sıcaklıkları, yağış rejimi kestirilebilir... fırtına takvimine hep bakarım....çoğu zaman şaşmaz...son yılllarda olduğu gibi  bekli bir iki gün sarkabilir. Dünya üzerinde değişen iklimler  ne yazık ki bizim eserimiz!

İşin bilimsel yanını bir kenara bırakıp kendi gözlemlerimizle ve sezgilerimizle bir çok olayı önceden kestirebiliriz....mesela yağmur yağabilir mi? en basitinden bunu anlamak için göğe bakmak yeterli...açık bir gökyüzü bütün gün havanın öyle gideceğini göstermez...gökyüzündeki bir kaç bulut dağınık mı, yüksek mi, ne renk gibi bilgiler ışığında daha net sonuçlara gidebiliriz. Gün batımında kızıllık çoğu zaman ertesi günün güzel geçeceğinin işareti olarak yorumlanır. Kimisi ayın konumuna, şekline bakar, etrafındaki ışık halesine... Yalova'da eski gemicilerden Mehmet ağabey bir eliyle sarkan fıtığını düzeltirken anlatırdı..."güverteye çıkar bakardık ay hilal ve aşağı doğruysa fırtına gelecek; yat aşşaa, eğer hilal yukarı doğruysa yarın sabah sefere çıkılacak hemen yat aşşaa... iki satır uyu hiç olmazsa..."Havayı koklayan adam gibi ben de sürekli koklarım...havanın kokusu belli eder...hava kar kokuyor deriz bazen o poyrazın soğuk rafine kokusudur... bazen uzak yerlere düşen yağmurun ortaya çıkardığı toprak kokusu geliverir ince bir rüzgarla...yağmur yakın dersiniz işte... çoğu kişi ertesi gün ile ilgili tahminlerimi alır...bu da yıllardır doğayı ve gökyüzünü gözlemlemekten geliyor. Biraz da sezgi...Eskiler"ayva bol bu kış sert geçecek" derlerdi...Hayvanların çok yumurtlaması, yavru yapması genellikle iyi giden bir mevsimle mantıklı olarak açıklanır ama asıl geçte olsa gelecek sert hava koşulları ve sert bir kış öncesi türün devamı için bir üreme ve çoğalma çabaları olarak da yorumlanabilir. Kuşlara, balıklara, karıncalara bakanlar değişik yorumlar yaparlar. Dünyanın manyetik yapısı onlara bilgiler iletir çünkü...onların binlerce kilometrelik yolları aşıp, göçlerini gerçekleştirme ve hayatlarını devam ettirmek için bilgileri...yiyeceğin nerede olduğunun kokusu...sesi...


Şehirde yaşayan adam çok fazla gözlem yapamaz, meteorolog hayvanları çok dinleyemez...kuşlar nemli havada aşağılarda beslenen böcek, sinek türlerini yemek için alçalırlar...alçaktan uçan kırlangıçlar bunun en iyi örneğidir...nemli hava da yağmurun habercisidir...yani sadece alçaktan uçan kırlangıçlar sayesinde bile yağmurun geleceğini anlarız...arılar adeta yere yapışır, sürüler halinde inerler ...işte o zaman fırtına yakındır...



-DEVAM EDECEK-
















Fotoğraflar: Cüneyt Gök

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder