dur dedim kadere
o bildiğini yaptı!..
ne söylesem nafile
yine o bildiğini yaptı!..
gün oldu usandım acılardan
gün oldu usandım yaşamaktan
öğrendim ki
ümit kesilmezmiş çıkmayan candan...
küstüm kendime
küstüm yıldızlı göklere
yapayalnız kaldım
dolu kalple boşyere...
sonunda öğrendim;
ümit kesilmezmiş
çıkmayan candan...
Enerjimiz bitince şöyle şekerli bir şeyler yemek içmek isteriz ya da biraz şekerleme yapmak...kendimizi halsiz ve biraz hasta hissettiğimizde de güzel bir yemek, bir çorba güç verir ; ama ne yazık ki ağabeyim istediğini yiyemiyor ve yemedikçe yeme hayali ve o güzel tadlar silikleşiyor, tadları unutuyor...ve isteksizlik tüm benliğini ele geçiriyor... kendimizi yorgun hissettiğimizde, ayaklarımızı şöyle uzatıp uzanmak isteriz...ağabeyim uzanmaktan kanepenin şeklini aldı, bacakları şişti...biraz enerji!..kalkıp biraz yürütebilecek,; onu bu güzel havada yeniden şarj edebilmesi için bir kaç adım...küçücük çocukları ellerinde enerji içecekleriyle görüyorum; yanakları kızarmış...bir o yana bir bu yana koşuşturup enerji fazlalarını atmaya çalışıyorlar! İstemediğimiz, sevmediğimiz şeyler olunca ayaklarımızı sürüye sürüye gideriz...bazılarının üzerlerine bu yorgunluk, bıkkınlık etkisi bir kişilik özelliği gibi yapışır...o zaman etrafımızda bir sürü ayak sürüme sesi...yerden gerektiği kadar yükseltilemeyen yorgun, yaşlı , hasta ayakların, ayakkabı, terlik ve tokyoların sürtünme sesi...Birdal ağabeyim üç yılı geride bıraktı bu hastalıkla uğraşa uğraşa... yıprandı...ne anneme ne de babama söyleyebildi...usandı acılardan iki ameliyat, bir sürü tedavi yöntemi, değişik doktorlar ve bir sürü ilaç..tükendi...Bazen tüm enerjimizi ve sahip olduğumuz her şeyi başka insanlarla paylaşırız...onlar aldıkça biz veririz...biz de birilerinden ya da bir şeylerden alıp kendimizi şarjedebiliyorsak ne mutlu!..veririz ta ki tükenene kadar...daha önce "Ruh emici" lerden bahsetmiştim; son günlerde insanlarla tokalaşmak bile istemiyorum!?Nedeni enerjimi çekip almaları(bilinçli ya da bilinçsiz), benden beslenmeleri değil konu bana ve aileme kalmaması; çünkü ben de artık kendimi şarj edemiyorum! ..Birdal Ağabeyim enerjisi yüksek ve pozitif bir insandı...herkesin derdini dinler çare olmaya çalışır, hiç düşünmeden vaktini, yediğini içtiğini, parasını pulunu paylaşırdı...ama yıllar geçtikçe kendini yaşamın güzelliklerinden, müzik ve sinemadan şarj eden bu adam artık kendini şarj edemez oldu...bunu fark etmedi dostları..onlar son enerji kırıntısına kadar almaya devam ettiler...Uzaktan şifa göndermesi için bir dostum bir dostunu önerdi, ağabeyimin bir fotoğrafı lazımdı...bir vesikalığını aldım ama mail ile şifa gönderecek kişiye ulaştırmak için vesikalığın fotoğrafını çektim yeniden...daha doğrusu bir türlü çekemedim...bir türlü net çıkmadı fotoğraf; tıpkı "Geleceğe Dönüş -Back to the Future" filminde geçmişi değiştiren Michael. J Fox'un aile resminde silimnmeye başlayan aile fertleri gibi silikleşiyordu sanki ağabeyim gitgide her çektiğim fotoğrafın fotoğrafıyla...son iki hafta kendisini görmeye bile gidemedim cesaret edip...telefondaki o bitik sesin görüntüsüyle yüzleşmekten korktum... son iki hafta cuma uzaktan şifa ve enerji gitti...en azından öyle olduğuna inanmak istiyorum...hep söylüyorum bir şeylere inanma ihtiyacımız var! Bir kaç gün önce onun duygularını özümseyip bir beste yaptım...telefonda dinletmek için aradım...o gün doktora gitmiş inatçılığını birden bırakıp...ilaçları değiştirmişler...parçayı dinlettim; ağladı hüngür hüngür...sevineyim mi üzüleyim mi bilemedim?! Dün ziyaretine gittim enerjisi değişmişti...görünümü, konuşması da ..."işte" dedim; olması gerektiği gibi...ne yese dokunuyordu; bir baktım geçen gün arnavut ciğeri, patates kızartması ve mercimek çorbası yemiş, içmiş...nasılsa ne yesem dokunuyor, sevdiğim tadlar olsun demiş...o da anladı...kendini bırakıp koyuvermek olsa bile vücut direniyor işte...sonunda o da öğrendi
ümit kesilmeyeceğini çıkmayan candan...hayat devam ediyor ve her saniyesi kıymetli....yaşanacak o kadar çok şey ve sürprizler var...her şeye rağmen hala...inanmak istiyorum! Hepimiz çevremizle, ailemizle, insanlarla etkileşim halindeyiz...birbirimizden, olaylardan etkileniyoruz...enerjimizi yüksek tutmalıyız...birlikte hareket ederek güçlerimizi birleştirip tek tek olduğumuzdan daha güçlü olmamız lazım!..Oğlumun benden ne kadar etkilendiğini unutmamam lazım; bitkin, yorgun ve mızmız biri ne kadar çekilir ki! Aile olmak böyle bir şey işte; birlik olmak, takım olmak...Haydi o zaman bahar alerjisini unutup sinerji oluşturmaya...haydi o zaman sütte büyütülen kefir gibi biraz maya ile yeni ümitler kurmaya!