31 Ekim 2014 Cuma

Ölümü anlatan "Canlı tablo"!

Özellikle resim sanatının ilgisini çeken bir konu olmuştur Eros ve Psyke'nin aşkı...  Bu aşkı konu alan tablolardan biri; saf bir biçimde tutkunun nefesini uyandıran ruhun ilk deneyimlediği duyguları ifade eden  François Gérard'ın   Louvre müzesinde  bulunan tablosudur...


Psyke, şeffaf bir tül vücudunun alt kısmını sarmış bir şekilde,  ilk öpücüğün- incelikle ona doğru eğilen Eros'un ilk öpücüğün- şaşkınlığı ve heyecanı içindedir... eli  pır pır kalbi üstündedir ruhu da  tıpkı üzerindeki kelebek gibi... 
Psyke "ruhu" temsil eder ve çoğu zaman kelebek kanatlarıyla tasvir edilir...









Bir başka eser ; Yaşayan Tablo-Canlı Tablo" örneği Fotoğrafçı Philippe Halsman'ın çalışmasına bakalım " İn Voluptas Mors"-"Şehvetli Ölüm"(1951) , İspanyol sanatçı Salvador Dalí'nin bir gerçeküstü portresi diyebiliriz. Dali'nin arkasında yedi çıplak kadın modelini kurukafa biçiminde düzenlemek üç saat almış...  İlk bakışta kafatası ölümü sembolize eder gibi görünür ama derinlerde bu  "Momento Mori" (ölümü, öleceğini hatırla) örneği fotoğrafta aslında ölüm ve cinselliğin karmaşık bir kaynaşma ve etkileşimini görürüz... Zevkin geçiciliğini ve ölümün kaçınılmaz olduğu üzerine bir vurgu vardır. "Voluptas" , Roma Mitolojisinde Cupid-Cupidos cinsel arzu, aşk tanrısı(EROS) ve Psyche(Psyke)'nin beraberliğinden doğan çocuğu "Tensel Zevkler Tanrıçası"  olararak bilinen kızıdır... Voluptas Latincede zevk, şehvet anlamına gelir (Hedone)...Bu çalışma voluptas(zevk-keyif) ile cinselliği ve Yunan mitolojisinde ölümün vücut bulmuş hali Thanatos- Roma Mitolojisindeki karşılığı Mors ile de ölümü "kurukafa" formunda bir araya getirmiş... 
İnsandaki tüm yıkıcı, öldürücü dürtüleri temsil eden Thanatos, yapıcılığı, yaratıcılığı ve sevgiyi temsil eden Eros' un tamamen karşıtıdır.
Yıllar sonra Kuzuların sessizliği filminin afişinde " voluptas mors" ile karşılaştık ve ancak o zaman bu fotoğrafa ulaştık... 
İnternet'te  bir çok yerde "bilinçaltı reklamcılık" üzerine örneklerde bu afişle karşılaşıyoruz... 
Bazı kuramcılar bilinçaltının « arketipler» yani her insanda ortak olan temel imgeler kümesi yoluyla iş gördüğünü savunurken başkaları ise bilinçaltını doğası gereği kaotik olarak kuramsallaştırırlar… 



 Luis Bunuel ve Salvador Dali’nin yönettiği «mutlak gerçeklik» varsayımı ile dalga geçen Endülüs Köpeği/Un Chien andalou(1929)  filminde; sırtında doğal bir oluşum olan kurukafaya benzer görüntü ile "Atmaca Güvesini" kullandıklarında bu konunun  yıllar sonra "Kuzuların Sessizliği" filminin afişine taşınacağından  habersizdiler...Ama Dali takıntılı olduğu bu kurukafa ve ölüm konusunu  yıllar sonra bir "canlı tablo"ya taşımış...
Einsthein «Görelelik kuramı» ile ışık, madde, enerji ve zamana ilişkin karmaşık fikirleri dünyayı enerji ve maddenin teorik olarak birbirlerine dönüşebilecekleri ve algının bütünüyle gözlemcinin konumuna bağlı olduğu bir yere dönüştürdü(1905-1915).Bu kuramın  doğrudan kültürel sonuçları olmasa da sanatçılar öznel algının dışında bir gerçeklik kavrayışını sorgular hale gelecekti…

Bilinçaltı reklâmlarında en çok iki nokta üzerine vurgu yapılmaktadır: “ölüm” ve “seks” ya da “cinsellik”. Nedeni ise bilinçaltının “doğum” ve “ölüm” arketiplerine çok daha fazla duyarlı olması. Yani beyin bu kavramlara daha çabuk tepki verir…







Hiç yorum yok:

Yorum Gönder