Baudrillard’a göre kitleleri uyumlu bir “sessiz çoğunluk” haline getiren temel motivasyon; medya devrimi sonucu oluşan enformasyon ve göstergelerin aşırılığıdır. Postmodern çağda gerçeklik medya tarafından kodlanan göstergeler aracılığı ile oluşturulur. Göstergeler aracılığı ile oluşturulan hiper-gerçekliktir. Bu durum, gözün bakış tarafından çaresiz kaldığı bir durumdur…Gerçek kendini aşarak hipergerçek (simülasyon) bir görünüme bürünmüştür. Baudrillard bir şeyin kendini aşıp geçmesinin o şeyin karşıtlarını yok etmesi, tüm olumsuz enerjileri yutmak suretiyle kendini yüceltmesi anlamına geldiğini söyler.
Empirizm: Bütün bilgi ve düşüncelerin empirik gerçeklere yani duyu organları aracılığıyla kavranabilen şeylere dayalı olduğu fikridir. Epirik yönteme dayalı olarak(deney ve gözlem) elde edilen bilimsel bilgi bütün insanlığın bilgisini geliştirmek için temel olarak alınmıştır. Bu günlerde tüm organlarımız sınandı, zorlandı, kanırtıldı ve öğrendik! Ama en zoru kabullenmek ve zaten olumsuz yönde sürekli değişen dönüşenleri yeniden eski haline ya da eskisinden daha iyi duruma getirmek sanırım! Hepimizin ve özellikle şimdi "süper kahramanlar"a ihtiyacı var! Belki de performansım bu konuda olacak; yeni süper kahramanlar yaratmak! Bir örnek çalışma paylaşayım mı acaba? -10dk.ara-
10dk. da ancak bu kadar!
Bir sanatçı var ki kendini aşmış! Ron Mueck’in hiperrealist heykelleri bazen gerçeğinden on kat daha büyük ya da birkaç kat küçük ama daha gerçek ve etkileyici...
Son olarak oto portre-self portre-selfie'den bahsetmek istiyorum.Oto-portre salt biçimsel dolayımıyla erken selfie örnekleridir...
Ressamların kendi portrelerini yapmasıyla başlayan bu serüvende Rembrandt, Van Gogh, Frida Kahlo gibi isimleri sayabiliriz. Hayatı boyunca 70′e yakın resim çizen Frida'nınkilerin çoğu otoportredir.
“Kendi resmimi yaptım, çünkü o kadar yalnızdım ve en iyi bildiğim şey kendimdim.” Frida Kahlo
Otoportre eserleri daha sonraları fotoğrafçılık alanında görürüz. “Kendi fotoğrafını çekemeyen, başkasının fotoğrafını çekemez.” Burada önemli olan nokta duygu ve kimliktir... yani fotoğrafçı kendini çekerken "kendi"dir...
Postmodern dönemde fotoğraf sanatçıları, kendi kimliklerini maskeleyerek, kimliksizleşme ve gizlenme kavramları üzerinde çalışmışlar; kendi bedenlerini kullanmışlardır... bu yüzden Cindy Sherman, Yasumasa Morimura gibi isimleri bunun dışında tutmak gerekir.
Cep telefonları- akıllı telefonlar kullanılarak çekilen ve "Selfie" adı verilen ve bir nevi kişinin kendi portresi olayında ise kişi kendini değil görünmek istediği kişiyi gösterir...Sanal ortamda da "gerçek" görünmesi beklenemez ...
Narsistlik, teşhircilik gibi beslenmesi gereken yanlar vardır! Ama zaten fotoğraf makinesinin ya da kameranın objektifini gören kişi de farklı görünmek için bir çaba sarf edip poz verir.
Gövdenin gerçekleriyle toplumsal alanda bu gerçeklerin doğurduğu çelişkiler günümüz sanatını besler. Ama selfie'ler sergilense de sanat değildir!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder