Köklü bir gelenektir masallar...hepimiz masallarla büyümüşüzdür... büyüdükten sonra hala masal okumaya devam edenler var ve dinlemeyi sevenler! Masallar, genellikle "masal anaları" tarafından kendisini dinlemeye hazır topluluklara anlatılırdı... Ama bizde "Masal babaları" oldu yıllarca!
Yeterince uyuttunuz bu toplumu... şimdi alın bizden bir "seçme" masal da size! Masalın orijinalinde mutlu son yokmuş ama işin güzel tarafı bize "mutlu son" ile anlatıldı!
...
Masal şöyle;
Ormandaki tavşanlarla yetinmeyen kurt aç kalınca bir gün Kırmızı başlıklı kızın peşine düşer... büyükanneyi yiyen kurt onun yerine geçip kırmızı başlıklı kızın hasta büyükannesine yapacağı ziyarete hazırlanır...
...
kurt, Büyükannenin geceliğini giymiş, onun başlığını ve gözlüğünü takmış yatakta yatıyormuş. Yorganı boğazına kadar çekmiş, içerisi karanlık olsun ve suratı fark edilmesin diye de perdeleri iyice kapamış.
önce sesi biraz kalın gelse de hastalığa yormuş küçük kız kapıyı açıp içeri girmiş...
“Elindekileri oraya bırak da yanıma gel canım,” demiş kurt.
Kırmızı Başlıklı Kız çöreği yatağın yanında ki küçük masanın üzerine koymuş, ama hemen kurdun yanına gitmemiş. Çünkü Büyükannesi bir tuhaf görünüyormuş.!!!!!!!!!
“Kolların neden bu kadar büyük Büyükanne?”
“Seni daha iyi kucak lamak için!” demiş kurt.
“Kulakların neden büyük, peki?”
“Seni daha iyi duyab ilmek için!” demiş kurt.
“Gözlerin neden kocaman, peki?”
“Seni daha iyi görebilmek için,” demiş kurt.
“Dişlerin neden sivri peki?”
“Seni daha iyi yiyebilmek için,” demiş kurt...
Bunu söyledikten sonra kurt artık daha fazla kendine engel olamamış ve yorganı bir tarafa atarak yataktan fırladığı gibi Kırmızı Başlıklı Kızı bir lokmada yutuvermiş. Sonra da karnı doyduğu için keyfi yerine gelmiş ve uykuya dalmış.
Ama ne var ki kurt çok kötü horluyormuş. Evin önünden geçen bir avcı onun horultularını duymuş. Büyükanneye kötü bir şey mi oldu acab a, diyerek kulübeden içeri girmiş. İçeri girer girmez de orada neler olduğunu hemen anlamış.
“Aylardır senin peşindeyim pis yarat ık,” diye bağırmış avcı ve kurdun kafasına elindeki baltanın sapıyla vurmuş. Sonra da önce Kırmızı Başlıklı Kızı, sonra da Büyükanneyi dikkatle kurdun içinden çıkarmış. İkisi de sapasağlammış.
Büyükanne, Kırmızı Başlıklı Kızın ona getirdiği çöreği afiyetle yemiş. Kırmızı Başlıklı Kız büyükannesine bir daha hiçbir kurdun sözüne kanmayacağına dair söz vermiş. Eve dönerken tavşanların saklandıkları yerlerden çıktıklarını görmüş. Tavşan Ormanı yine eskisi gibi tavşanlarla dolu bir orman haline gelmiş...
Her masalın sonunda bir hisse çıkarmak gerekir ya bu işi bırakıyorum kendini kurt sananlara... Gökten üç elma yerine gerçekler düşmüş bir bir; hepsi de o "kurt" ve "kurtçuk"ların başına...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder