Paradoks, görünüşte doğru olan bir ifade veya ifadeler topluluğunun bir çelişki oluşturması veya sezgiye karşı bir sonuç oluşturmasıdır. Paradoks teriminin karşılığı olarak Türkçe'de "yanıltmaç", "çatışkı" ve "çelişki" sözcükleri kullanılmaktadır.
Çelişki,mantıksal bir hata bulunmadığı halde aynı önermenin birbiriyle zıt en az iki sonucu bulunması durumudur.
“Bu cümle yanlıştır” cümlesi bilinen"paradoks" örneklerindendir.
Önerme olarak doğru olan cümle aslında “bu cümle yanlıştır" diyerek bir yanlışlığı gösterir; hem doğruyu hem de yanlışı aynı anda belirtir...
Aşağıdaki iki cümleden ilki alttaki cümlenin yanlışlığını,alttaki ise üstekinin doğruluğunu işaret ederken bir "çelişki" oluşturur.
Aşağıdaki cümle yanlıştır.
Yukarıdaki cümle doğrudur.
insanın, dış dünya hakkındaki şeyleri algılayabilmesi ve onlar hakkında yargıda bulunabilmesi doğal olandır. Bu "biliş"i getirir.
Fakat bu algılama ve bilişin sağlıklı olamama durumu da var!Görüntüler anlamlı yüzeylerdir. Bir çok hallerde dışarıda olan bir şeyi gösterirler. Görüntüleri dondurulmuş olaylar olarak görmek yanlıştır; görüntüler olayların durumlara çevrilmesidir.
Görüntüler, insan ve dünyası arasındaki dolayımlardır("mediators"-arabulucu, uzlaştırıcılardır). Görüntülerin anlamı onların yüzeylerinde yatmaktadır; İlk bakışta algılanabilir... Ancak bu aşamada ele geçirilen anlam yüzeyseldir. Eğer söz konusu anlamın derinliklerine inmek istiyorsak, bakışımızı görüntü yüzeyinde gezdirmemiz ve soyutlanmış boyuttan tekrar bir araya getirmemiz gerekecektir ama gerçeğe görüntü yüzeyinde bakışını gezdirmek ile de ulaşamayabiliyor insan!
Başka bir önerme: "Kadraj"ın dışına çıkabilsek ve daha yukarılarını görebilsek belkide binanın mermer kaplamasından düşen bir parçanın işidir diye yeni bir sav ortaya atabilecektik... Ama buna gerek kalmadı; kafanızı boş yere yormamanız için ben size anlattım! Tıpkı gördüklerimizin ötesinde yazılanlara inanma eğilimimize bağlı gazetelerde resim(fotoğraf)altı yazıların yaptığı gibi!İster inanın ister inanmayın. Benim anlattıklarım ile gerçekler arasında bir çelişki olabilir; nereden bileceksiniz?
insanlar davranışlarına ve düşüncelerine inançlar, tutumlar ve gereksinimlerine göre yön verirken tüm bunlar kişiliğimize yansır... Daha sonradan yeni eklenen veriler bizim "doğru" diye bilip kabul ettiklerimizle çatışırsa ortaya "biliş-sel çelişki" çıkar...
Bazıları duyduklarına, okuduklarına körü körüne inanmak istemez...gözleriyle şahitlik ettiğinde ancak tam olarak gerçekliği ve doğruluğuna inanır ama her görünen ve her okunan gerçek gibi görünse de hakikat farklıdır! İnanır ve kaydederiz...bazen de inandığımız için "kazanabilir" ya da "kaybederiz"!
Diğer bir boyut ise kişi savunduğu görüşe karşı olan görüş ya da kişilere karşı saldırganlaşması,hatta partisinden "birileri"nin gerçekleştirdiği; belgelerle ispatlanmış her türlü yolsuzluğu, hırsızlığı görmezden gelmesi ya da önemsememesi(ne kadar bildik bir durum!)...
"Bilişsel Çelişki"-"Bilişsel Uyumsuzluk"( Cognitive Dissonance) kuramını ortaya koyan Leon Festinger'e göre; bireyler inançlarını korumak için, karşı görüşleri sansür ederler. Sadece inandıkları değerleri seçerler ve onları korurlar. Eğer bu karşıt görüşler arasında seçme zorunluluğu varsa en iyisini değil, kendisiyle en uyumlusunu seçerler...
Davranış ve düşüncelerimiz çelişkiye düştüğünde içsel ve dışsal gerekçelendirmeler(internal-external justification)ile uyumu sağlarız.Hepinize "sayım suyum yok" diyerek uyumlu bir yaşam diliyorum!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder