Tarihi yüzyıllar öncesine dayanan zeytin ağaçlarının süslediği, dünyanın en fazla oksijen yoğunluğu bulunan yerlerinden birisi olan, antik yerleşim yerleri, şelalesi, tertemiz denizi ile cennet vatanımızın saklı cennetlerinden birine, Ege’nin başladığı yere; Küçükkuyu’ya bir yolculuk yaptık...bir kaç bölümde fotoğraf ve yazılarımı paylaşacağım ama özetleyecek olursam buraya yerleşmeye karar verdik! Bayram nedeniyle biraz kalabalıktı ama o kalabalık benim yaşadığım sokağın kalabalığı kadardı!Bir hafta gibi bir sürede apart bir pansiyonda kaldık...kendi yemeklerimizi kendimiz yaptık ...arada iki defa da dışarda balık yedik.Pazardan sebzelerimizi, yeşillikleri aldık, bol bol balık tuttum ve herhalde 5 litre zeytin yağı ve 10 kg domates tükettik...koca demet kekiği her şeyin üzerine serpe serpe bitirdik! Bol bol yürüdük, ciğerlerimizi temiz havayla doldurduk...yalın ayak gezip elektiriğimi attım biraz olsun ve ayaklarımın altı hiç kirlenip tozlanmadı...İstanbul'a dönünce evin zemininde bir karış toz oluşmuştu bir haftada!..
Küçükkuyu’da; tertemiz doğasında yürüyüşler yapabilir, serin sularında keyifle denize girebilir, tarihe tanıklık eden köylerinde gezintiye çıkabilir, deniz kıyısında balık ziyafeti çekebilir, yöresel yemeklerinin tadına bakabilirsiniz. Kaz dağlarının nefis havasını taşıyan kaçak rüzgarlar, bereketli deniz, sakin hayat ve "yavaş şehir" olmaya aday bir belde!
Yavaş Hareketi (ingilizce: Slow Movement), hızlı modern hayatı eleştiren ve hayatın farklı alanlarında (yeme biçimi, ekonomik hayat, insanlararası ilişki vs.) hız ve modern tüketim kalıplarını dönüştürecek bir kültürel değişimi savunan toplumsal harekettir.Hıza dayalı şehir konseptinin alternatifinin savunulduğu bir yaklaşım biçimi. İlki İtalya'nın Toskana eyaletinin Chianti şehrinde "Cittá Slow" adıyla başlatıldı. Kelime kökeni İtalyanca"Citta (Şehir)" ve İngilizce "Slow (Yavaş)" kelimelerinin birleşmesiyle türetilen Cittaslow, "Sakin Şehir" anlamında kullanılmaktadır. Süreç içerisinde İspanya, Portekiz, Avusturya, İngiltere, Polonya ve Norveç'de "Sakin Şehir" konseptini benimseyen şehirler artmaya başlandı.
Sakin şehir kavramı içerisinde şehir merkezlerinde araba kullanımı yasaklanmakta, McDonalds's şubeleri ve süpermarketler kapatılarak daha yaşanılır kentler oluşturulmaya çalışılmakta, toprağın işgali yerine kullanımının geliştirilmesinin yerel politikalarla desteklenmesi, bölgelerin kültür ve geleneklerinin korunulması, yerli üretimin teşviki sağlanmakta...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder