Başka bir canlı olabilseydim, bir martı, bir yunus ya da bir karga olmak isterdim mesela...emin olun bu günlerde "insan" olarak yaşama, yaşam mücadelesi verme ve "insan"olarak kalabilme çabasını düşününce daha az tehlikeli bir yaşam biçimi diyorum...
Evet bir hayvan olarak hor görülüp, vurulup yenilebilirsiniz belki...ama insan yiyen "yamyam"ları da unutmayalım!
Dün blog da "sayende" diye yazmıştım...farkında olup da bunu bir türlü açık edemediğimiz, hep birlikte dillendiremediğimiz günler geride kaldı bir anda birilerinin "sayesinde"...içimize düşürülen ateş, nefret ve düşmanlık tohumlarının, filizlenip büyümemesi gerektiğini dile getitmiştim...buna göz göre göre izinvermek olmaz! Pek okunmamıştı-uzun yazılar zaten pek okunmuyor ama ben yine de yazıyorum işte!-insanlar ya çekindiler ya da anlamadılar dedim...biraz açayım o zaman...Bir karga olsaydım dedim; leş kargası değil ama«Ekin kargası» Corvus Frugilegus- karga ailesinin faydalı bir üyesi...ama o da yanlış anlaşılıp, yanlış isimlendirilmiş! öyle ki ben de bu güne kadar yanlış bilmişim...Tarlalarda zararlı böcekleri yer ama bunu yaparken tarlada ekine zarar verdiği düşünülür ve çiftçiler tarafından hoş karşılanmaz...o zaman bu ekin kargası olma işi yattı!
Direkt olarak ekin yememesine rağmen, ekinlere zarar verebilecek canlıları yese de "Ekin kargası" adı niye verilmiştir?! Durup bir düşünmek lazım!Dün yazımda o sevgi tarlalarındaki nefret tohumlarını filizlenmeden yiyen bir ekin kargası olayım desem de; işin içinde dualite vardı...o tohumları yesem ben nefret ile dolu olacaktım...yemesem o tohumlar filizlenecek ve büyüyecekti...ayrıca bir ekin kargası olarak vurulma tehlikem var dı ama ekinleri yediğim için ve beni yemelerinde bir sakınca olmadığından bir de bu sefer beni yiyenlere geçecekti bu "nefret" belki de... yani çıkışı olmayan bir kısır döngüydü.. Neyse bir süreliğine olmayı yakıştırdığım ekin kargasına geri dönelim. Davranış itibariyle akrabalarına benzese de, onlardan da daha ürkek, buna karşılık daha zararsız ve daha sosyaldir. Yürüyüşü ve uçuşu onlarınki kadar hafiftir. Zekâsı ise onlarınkinden geri değildir. Üstelik daha arkadaş çatılışıdır ve kendi kadar güçsüz küçük karga ve sığırcık gibi kuşlarla bir arada görülebilir. Bu tür esaret hayatında öteki akrabaları kadar eğlenceli değildir, bu yüzden de kafes kuşu olarak rağbet görmez. Buna karşılık, birçok fakir bölgelerde halk yavru ekin kargaları'ının etini yer! İşte her kuşun eti yenmez diye düşünsek de ekin kargasının ki bile "yenir", meyve veren ağaç da taşlanır bu ülkede...
Bir alıntı:!!!!
Dinimiz, insanı maddi ve manevî her türlü zarardan korumak için bir takım kurallar koymuş ve insana zarar verebilecek pis ve kötü olan her şeyi yasaklamış; temiz güzel ve faydalı olanı da helal kılmıştır. (Bakara, 2/168,173; A'raf, 7/157)
Domuzun pis olduğu ve etinin haram kılındığı Kur'an-ı Kerim'de açıkca ifade edilmiştir:
"Allah size ancak ölü hayvan etini (leşi), kanı, domuz etini ve Allah'tan başkası adına kesileni haram kıldı." (Bakara, 2/173).
Yaratılışında vahşet ve bayağılık olmayan, iğrenç görülmeyen hayvanların etleri din ölçüleri içinde helaldir, yenebilir. Tavuk, kaz, ördek, zürafa, deve kuşu, bağırtlan kuşu, güvercin, bıldırcın, koyun, keçi, deve, sığır, manda, ekin kargası, tavus, kırlangıç, baykuş, tavşan ve turna gibi hayvanlar, bu kısım eti yenen hayvanlardandır. Serçe ve sığırcık kuşlarını yemekte de bir sakınca yoktur.
Yarasa kuşunun(yarasa kuşu!?!!!!) yenip yenmemesinde, haram veya mekruh olup olmamasında ihtilaf vardır. Hüdhüd(İbibik)
kuşunu yemek mekruhtur.
-Nedennnnn?!
Neden martı, balıkçıl helal de İbibik mehruk?! mesela bunları biliyor muydunuz ,ya da hiç düşündünüz mü?!Düşünün o zaman!
Saksağan, kumru, bülbül, keklik kuşlarının eti aslen helaldir. Ancak bunların etlerini yiyenlerin bir belaya tutulacakları halk arasında söylenti haline geldiği için yenmeleri iyi değildir.
Bu bela ne olabilir...merdiven altından geçmek, kara kedi görmek gibi bir şey mi!? Hiç sordunuz mu bir bilene!?...Keklik yerseniz hayvanın ahı mı tutar, delirir misiniz!?Şafiîlere (Türkiye'de de Hanefîlik'ten sonraki yaygın Sünni mezheptir)göre, kırlangıç, tavus, hüdhüd ve papağan kuşlarının etleri haramdır. Martı ve balıkçıl kuşları ise helaldir.)
Azı dişleri ile kapıp avlayan ve parçalayan, kendisini koruyan hayvanların etleri haramdır, yenilemez. Kurt, ayı, aslan, kaplan, pars, sincap, samur, sansar, maymun, sırtlan, fil, köpek, kedi, keler, tilki, gelincik gibi hayvanlar etleri haram hayvanlardır. Azı dişleri olduğu halde bunlarla başkasına saldırmayan bir hayvanın eti de yenebilir; deve gibi...
Tırnakları ile kapıp avlanan, tırmalayan ve yaratılışında bayağı olan kuşların etleri de haram veya tahrimen mekruhtur. Kerkenez, çaylak, kartal, kuzgun, akbaba, alaca karga, yarasa, atmaca, şahin gibi... Bunlar leş yemekten çekinmezler. Tırnaklı olduğu halde bununla hayvanları avlamayan bir kuşun eti yenilebilir, güvercin gibi...
Yaratılışı bakımından iğrenç olan birtakım hayvanların etleri de haramdır, yenmez: Fare, yaban faresi, akrep, yılan, kene, kurbağa, kara ve deniz kaplumbağası, arı, kara sinek, sivrisinek, köstebek, kirpi, bit, pire gibi böcekler.
Kaç adet pire ya da bitin tadını alabilirim ya da kaç adet ile karın doyurabilirim ki zaten?!
Görülüyor ki, bu haram olan hayvanlardan bir kısmı yırtıcı bir yaratılışa sahibdir, yaratılışında zararlıdır ve bayağılık vardır. Bir kısmı ise iğrençtir ve nefret edilir haldedir. İnsan ise temizdir, mükerrem bir yaratıktır. Bunun için insanlar, bu gibi bayağı ve zararlı hayvanların etlerinden korunmuşlardır.
Besinlerin insanlar üzerinde iyi ve kötü tesir bıraktığı inkar edilemez. İnsanlar kendisi için yararlı olanı ararsa, İslam dininin müsaade ettiği şeylerden yararlanmalı, yasakladığı şeylerden de kaçınmalıdır. Bundan başka selamet yolu yoktur.
Atlar, savaşa yarayan kıymetli hayvanlardır. Bu bakımdan bunların etlerini yemek İmam Azam'a göre, tahrimen mekruhtur. İki İmama göre ise, tenzihen mekruhtur.(İmam Malik'den rivayete göre, ehli merkeblerin etleri mekruh, bir rivayete göre de haramdır. Meşhur olan görüşe göre, atların etleri de haramdır. İmam Şafiî ile İmam Ahmed'e göre, atların etleri mekruh değildir.)
Rivayetleri bir kenara bıraktık..biliyoruz ki açlıktan insanlar gerektiğinde atlarını yedi...Sur dibinde kaçak at, eşek kesimleri yaşadık yıllarca...Salamın, sucuğun içinde yedik maaşallah!
Yabanî olmayan (ehli) merkeblerin ve anaları merkeb olan katırların etleri haram veya tahrimen mekruhtur. Yabanî merkeblerin ve anaları sığır olan katırların etleri ise haram değildir. Hayvanlar yenme bakımından anaya bağlıdırlar.
!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!
Ayetlerde de görüldüğü gibi, sayılan hayvanların dışında tiksinti vermeyenleri yiyebilirsin. Penguen kosunda yasaklayıcı bir hüküm bulunmadığı ve temiz olan her şeyi bize helal, pis olanı da haram kılındığından, iştahı çeken insanların penguen etini yemelerinde sakınca bulunmamaktadır.
(Devamlı olarak suda yaşayıp barınan hayvanlardan her nevi balık etleri yenebilir, helaldir. Kalkan balığı, sazan balığı, yunus balığı, yılan balığı bunlardandır. Fakat diğer su hayvanları çirkin şeylerden sayılır, yenmeleri caiz olmaz. Yengeç, midye, istiridye, istakoz gibi olanlar helal değildir, etleri yenmez.
Ne çok günaha girmişiz!
Yine, deniz insanı, deniz aygırı, deniz hınzırı (bunların ne olduğunu bilmiyorum?!!)gibi balık şeklinde bulunmayan deniz hayvanlarının yenmeleri helal olmadığı gibi, avlanmaları da helal görülmemektedir.
Yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda şu hususu dikkatlerinize sunmak isteriz;
"Eşyada aslolan mübahlıktır. Aksine delil olmayan her şey yenilir ve içilir. O konuyu bağlayan bir hüküm varsa ona uyulur."
Evet...garip ama gerçek! penguen de yenilebilirmiş; iştahı çeken insanların penguen etini yemelerinde sakınca bulunmamaktaymış...
buradan nereye varacağım; Bir takım hükümler, uygun görülen, görülmeyenlere göre sormadan sorguklamadan kabul edilmiş, kural gibi kabul edilmiş, aksine bir davranış sergileyenlere de "tuu kaka" denmiş...
vurun kahpeye filmleri, linçler yaşanmış, insanlara yaftalar yapıştırılmış, hayvanlara sevgiyle bakılmamış(ördeğe, kaza, kediye, köpeğe, eşeğe, koyuna keçiye tecavüz edilmiş!)hor görülmüş(kedi köpeğe tekme)vb.vs...
O GÜNLERE, O GÜNLERİN ŞARTLARINA, YAŞAM BİÇİMLERİNE, İMNANIŞLARINA GÖRE DÜZENLENMİŞ BİR TAKIM KURALLARIN(ABDEST ALMANIN BİLE) GÜNÜMÜZE, GÜNÜMÜZ YAŞAM BİÇİMLERİNE GÖRE YENİDEN GÖZDEN GEÇİRİLMESİ, DÜZENLENMESİ DİLEĞİYLE!ÖNEMLİ OLAN RİTÜELLER DEĞİL NE ŞEKİLDE OLURSA OLSUN BİR İNANCA SAHİP OLMAKTIR KENDİ VARLIĞIMIZLA İLGİLİ...İNANÇLARA YA DA İNANÇSIZLIĞA, İBADET BİÇİMİNE YA DA İBADET ETMEMESİNE, HERKESİN FİKİR, GÖRÜŞ VE YAŞAM BİÇİMİ, SEÇİMİNE SAYGI GÖSTERELİM...
Düşünen ve sorgulayan insanlar olun...kendi bilinciniz, aklınız, mantığınız ve kendi kimliğinizle; özünüzde hep "insan" olarak ve insan kalarak!BU ŞARTLARDA ZOR AMA İMKANSIZ DEĞİL!