Yıllar önce bir tv reklamı vardı: ELKA..."YÜZ KAPI HEMEN, BİN KAPI YARIN!" kapı üretiyorlardı!..dairenin, odanın, dolabın kapısı vardır...mahremiyeti belirtir kapı...kapının ardı "özel"dir...şu an evimizin küçüklüğü nedeniyle odaların tüm kapılarını çıkartmış durumdayız...herhalde 8-10 yıldır bu şekilde yaşıyoruz! Kapıların ardı hep merak edilir; yaşamlar, kişiye ait eşyalar ve düzen...kapılar yaşamları gizler, aralık olanlardan da dışarı sızar görünümler...evimizin kapısını çeker çıkarken -ister derli-toplu, ister dağınık-oraya yeniden dönmeyi arzularız"evim evim güzel evim!"...eski konaklar, hanların, köşklerin kapıları biraz büyük olur...kapılarının kilit ve anahtarları da...zil yerine kocaman bir kapı tokmağı üzerlerinde...
Babamın halasının cumbalı ahşap evinin kapısında bir kol vardı; çevirince tele bağlı zil üst kattaki Saadet Halanın odasında çınlar, o da yatalak bir vaziyette yapışıp kaldığı yatağının hemen yanındaki teli çeker , ahşap evin giriş kapısı açılırdı...Kapıların üzerinde ; özellikle iş yerleri kapılarında bazen ilanlar olur...işe alınacaklar için ilanlar, iş yeri taşındıysa "taşındık!", "dikkat köpek var!" gibisinden, bazen de duvar yazıları kapılara taşar...sokak kapısı, bahçe kapısı kimi zaman üzerlerinde kilitlerle bu gizli dünyaları daha da dışarıdan başlayarak saklamaya devam eder durur!...
Yalova depreminde bir çok bina yıkıldı, ocaklar söndü Anneannemin de üzerine dolap devrilip orada bir süre kalakalmış...kaldığı apartmanda genel olarak bir hasar olmasa da kırılıp dökülen küçük şeyler yıllarca özensiz bir biçimde onarılmadan kaldı...işte girişteki toplu zil panosu!..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder